Portekiz’in güzel şehri Porto’dayız. İlk olarak şunu söyleyeyim. Burada yaşayan engellilere Allah kolaylık versin. Sahil şeritleri hariç şehirde düz yer yok gibi. Bizde bu nedenle epey zorlandık gezerken. Yanınızdaki refakatçinin güçlü olmasında yarar var. Bu nedenle şehri gezerken en üst noktasından başlayın ve aşağıya doğru inin. Dönüşü ise ulaşım araçları ile yapın.
Metronun belli durakları uygunmuş ama ben genellikle şehrin üst tarafında gezmeyi tercih ettiğimden hiç metro kullanmadım. Otobüslerinde bir kısmı engelliye uygun ve belli saatlerde rahatça binilebilir. Biz 3 kişi olduğumuzdan ve fiyatları da uygun olduğundan taksi kullanmayı tercih ettik. Taksi şoförlerinin önemli kısmı yaşlı insanlar. Asık suratlılar ama ters davranmıyorlar. Hiçbir taksiden olumsuz bir davranış görmedik. Bu arada burada engelliye uygun olan araçlarda var. Aslında bir taneymiş. Geç fark ettik ama otel çıkışında onu çağırdık. Normal taksi ücretinde ama iniş biniş daha rahat. Bu arada bir not sahibi olan insan “enişte” çıktı. İyi kötü konuşabildik. Kaldığınız zaman otelinize söyleyin bu aracı çağırsınlar. Telefonunu da alıp gerektikçe arayabilirsiniz. Taksi ücretleri uygun, ortalama 5-6 euro verdik.
Bu arada geldiğimiz gün önemli bir sürprizle karşılaştık. Booking com’dan ayırttığımız apart bizi muhteşem bir merdiven ile karşıladı. Kalmamız imkansızdı. Booking com’u aradık ve yardım istedik. Serin bir havada, akşam saatlerinde, dilini bilmediğimiz yabancı bir şehirde(zaten yerli halk pek İngilizce bilmiyor) endişe ile bekledik. Neyse booking.com yetkilisi saatler sonra biz yer buldu. Ama hem fark verdik hemde mecburen merkeze nispeten uzak bir yerde kaldık. Bu durum taksi paramız yansıdı. Siz siz olun sitedeki “engelliye uygun” ifadesi ile yetinmeyin. Mutlaka booking.com yetkilisini araya sokun. Ben rezervasyon sırasında “we have one disabled person with his wheelchair. İs your hotel suitable for it ? Espcially, no stairs and doors are wide enough for wheelchair.” Notunu yazdığım ve olumsuz yanıt almamanın rahatlığı ile temas kurmadım ama hata yaptım. Bu arada böle olumsuz bir durumda fiyat farkını karşılatırız diyen booking.com bu taahhütüne uymadı. Yani mutlaka bu konuda kesin emin olmadıkça yola çıkmayınız.
Bunun yanında gezi planlamaları yaparken istifade etmeyi düşündüğüm Hop on hop off otobüsünde de bir sürpriz yaşadım. İlk gün bindiğim otobüsün rampası yoktu. Halbuki tanıtımlarında tüm otobüslerin engelliye uygun olduğu yazıyordu. Bu nedenle turu bitirene kadar araçtan inmedik. Otobüs şoförleri beni gördüklerinde pek hoşnut olmuyorlardı. Bu nedenle huzurlu bir gezi olmadı. Çoğu durakta bu nedenle inmemeyi tercih ettik. Sonuçta işlerini yapıyorlar ama dediğim gibi memnuniyetsizlikleri gözlerinden okunuyordu. Bu otobüsleri daha evvel kullandığım Barselona da hiç böyle olumsuzluk yaşamadım. Ama gene de bunları tercih edin. Ben yaşadığım sıkıntıları aynen şirket yetkililerine bildirdim. Belki şoförlerine gerekli ikazları yaparlar.
Bu arada hemen yazayım. Bu işi yapan birkaç firma var. Hatta bazılarının renkleri dahi ayni. Siz siz olun kırmızı otobüslerden üzerinde “Gray Line” yazanı kesinlikle tercih etmeyin. Adamlar engelli bölümüne katlanır 4 adet koltuk koymuşlar. Buraya normal yolcular haklı olarak oturduklarından, otobüs şoförü sizi araca almıyor. Söylendiğinizde ise “yetkililere şikayet edin” diyorlar. Bizim bilgisizliğimize geldi bilhassa Lisbon’da sıkıntı yaşadık. Sarı ve mavi renklilerde var ama onları incelemedim. Mutlaka engelli yerlerine bakmadan bilet almayın. Katlanır koltuk varsa o şirketten uzak durun. “engeiliyle uygun” denilen ve üzerinde engelli işareti bulunan otobüslerin bu uygulaması yanlış. Engelli insanları resmen kandırıyorlar. Bu konuda da şikayetimi bildirdim. Artık ne kadar değer veririler bilmiyorum.
Portekiz’in en güzel şehirlerinden bir olarak kabul edilen Porto’yu bahar aylarında gitmekte yarar var.Tabi bu benim gibi sıcağı sevmeyenler için geçerli. Yazın sıcaklık 40 derece oluyormuş. Yanınızdan şemsiyeyi eksik etmeyin. 12 bölgeden oluşan Porto’nun gezilecek yerleri 1.bölgede yer alıyor. Porto diğer şehirlere ve Lisbon’a göre ucuz bir şehir. Otel fiyatları da makul. Porto şehir merkezi 1996 yılından beri UNESCO Dünya Kültür mirası listesinde yer alıyor. Porto bir sahil şehri. Foz bölgesi Atlantik okyanusunu kıyısında yer alıyor. Bende ilk defa bir okyanusu burada gördüm.
Şimdi şehrin önemli yerlerini bir bir engelli gözü ile incelemeye başlayalım.
Aliados Meydanı
Yukarıdan aşağıya doğru bir eğime sahip olan Portonun en önemli meydanı. Yukarı bölümünde Meclis binası bulunmaktadır.Orta bölümü yayalara ayrılmış olan meydanın bu bölümünde sandalyeniz ile gezinebilir tarihi dokuyu ve atmosferi yaşayabilirsiniz. Porto gezintinizin başlangıç noktası olarak meclis binasının önünü seçerek yüksekten aşağıya doğru inmeye başlarsınız.
Ribeira Bölgesi
Bu bölgeye ana yola (hop on hop off güzergâhından) en az meyilli yolundan ulaşmanız gerekmektedir. Zira inişler oldukça dik ve Sandalye için tehlikeli olabilir. Taksi ile gelirseniz aşağıya kadar indirmesini isteyiniz. İndikten sonra düz bir sokakta bir tarafta Douro nehri diğer tarafta rengârenk evleri seyrederek güzel bir gezinti yapabilirsiniz. Buradan ünlü demir köprüyü ve karşı sahilde bulunan Gaia’yı seyredin. Yol boyunca sıralanan kafelerin birinde mola verebilir, hediyelik eşya dükkanlarını gezebilirsiniz. Mutlaka gidilmesi gereken bir bölge. Buradaki lokantaların birinde Portekiz’in ünlü yiyecekleri olan Francesinha ve Bacalhau’nun tadına bakabilirsiniz. Bu bölgede uygun tuvalete rastlamadım, bilginiz olsun. Burası da UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alıyor.
Balhao Market
Aliados meydanından Caterina caddesine gidilen güzergahta yer alan bu kapalı Pazar yerini rahatça gezebilirsiniz. Hediyelik eşyanızı alabilir, yerel lezzetlerden tadabilirsiniz. Burada engelli tuvaleti bulunmamaktadır. Genel tuvalete gitmek zorunda kalırsanız ağır bir kokuya katlanmanız gerekmektedir. Maalesef gerçek, zira temizlik yok denecek kadar az. Zaten Porto gezinizde tuvalet ihtiyaçlarınızı iyi belirlemeniz gerekiyor.
Katedra (SE)
Kadetral’in içine girmek mümkün olmasa da önündeki terastan enfes Porto ve Gaia manzarası seyredebilirsiniz. Kadetral’in içini benim gibi eşimin çektiği video’dan seyredebilirsiniz. Teras bölgesi düz ve sandalyeye uygun. Burada gezinerek hem kadetrali, hem de manzarayı seyredebilirsiniz. Hop on Hop off güzergahında bulunmaktadır.
Clerigos Kulesi
Hop on Hop off güzergahında yer alıyor. Normal yoldan gelirseniz dik bir yokuşu göze almanız gerekir. Bu nedenle gezi otobüsünün asık suratlı şoförüne katlanmak seçeneği daha akıl karı. Biz dik yokuşu göze aldık ve bayağı yorulduk.Buradan yokuş aşağıya inip Lello kitapçısına ulaşabilirsiniz. Bu kule 1763 yılında inşa edilmiş ve 76 metre yükseklikte. Merdivenle çıkıldığından sadece önünde resim çektirmekle yetindik. Eşim bile 240 basamağı göze alamadı.
San Francisco Kilisesi ve Borsa Sarayı
Güzergaha olan uzaklığı ve uzaktan görünen haşmetli merdivenleri nedeniyle sadece uzaktan seyretmekle yetindik. Engelliye uygunluğu veya tuvalet konusunda bilgi edinemedim. Zaten sanırım sizde buraları gezmeyi zorunlu olarak düşünmezsiniz.
Sao Bento Tren İstasyonu
Mutlaka görülmesi gereken 10 yerden birisi.20.000 mavi çinili fayansla Portekiz tarihi anlatılıyor. Ana kapısı merdivenli ama yandan düz ayak girişi mevcut. Salonda düz ayak. Rahatça gezebilirsiniz. İlginç bir yer. Bol bol fotoğraf çekin.
Foz Bölgesi
Tur otobüsü ile ulaşabileceğiniz Atlantik okyanusu kıyısı. Şehrin düz bölgesi. İlk durakta inin Kıyı boyunca sandalye ile rahatça gezebilirsiniz. İsterseniz ana yoldan isterseniz okyanusa daha yakın olan kıyı boyunca yapılan beton yoldan gidebilirsiniz. Burada yer alan kafelerde mola verip dinlenebilirsiniz. 3 km.lik yol üzerinde şehir parkı, akvaryum, quijo kalesi, Sao Joao Baptista kalesi ve passeio Alegre parkını görebilir, gezebilirsiniz. Orada olduğumuz gün deniz bol dalgalıydı. Muhteşem bir görüntü vardı. Yol üzerinde paralı tuvalet kabini vardı.İçine girmedim. Mutlaka gezilmesi gereken bir bölge. Mutlaka gidin ve bir okyanus ile buluşun.
Lello Kitapçısı
Clerigus kulesinden tatlı bir meyille aşağıya doğru ilerleyin. 1906 yılında yapılan nefis bir yapıt. Giriş ücretli. Engelli olarak bu parayı vermeye gerek yok. Dışarıdan gördüğünüz kadar yerde gezebilirsiniz. Ama bu bile kalabalıktan zor olabilir. Merdivenlerden çıkamayacağınız için dışarıdan seyredin ve fotoğraf çekin.
Gaia Bölgesi
Portoda bulunan Douro nehri şehri ortadan bölüyor gibi gelebilir. Ancak karşı kıyı artık Porto değil.Başka bir şehir adı Gaia. Tur otobüsü ile ulaşabilirsiniz.Burada da yol boyunca sandalye ile rahatça gezebilir, nehri, nehirdeki eski şarap teknelerini, Louis köprüsünü ve karşıda bulunan muhteşem manzarası ile Ribeira bölgesini ve tarihi evlerini seyredebilirsiniz.
Burada bir çok şarap fabrikası ve şarap mahzenleri ve kafeler bulunmaktadır. Bunları birisine girdim. Girişte lift bulunmakta.Şöyle bir dolaşabilir, alış veriş yapabilirsiniz. Şarapları tatmak ücretli. Bu konuda fazla bilgim olmadığından tatma işlemi yapmadan, benim gibi önünde bulunan kafede oturup bir şişe şarap açtırabilirsiniz.
Yarım günü burada rahatça geçirebilirsiniz. Burada bulunan ve tekerlekli sandalyeye uygun önlemlerin alındığı teleferiğe binip biraz daha yukarıdan bu eşsiz manzaraları görme imkanınız olabilir.
Seealves Museum ve Parkı
Tur otobüslerinin güzergâhında bulunan bu müze ve bahçesi tekerlekli sandalyeye uygun. Meraklı iseniz belli bir ücret karşılığında bu müzeyi ve bahçesini gezebilirsiniz.
Santa Caterina Caddesi
Şehrin trafiğe kapalı ve ünlü bir caddesi. Hafif bir meyil var ancak fazla yormuyor. Bu cadde üzerinde yukarıda bahsettiğim dünyaca ünlü Majestic kafe, mavi cinili Almas Şapelini, Carmo ve Carmelitas kiliselerini görebilirsiniz. Ayrıca cadde üzerinde popüler mağazalar bulunmaktadır.
Fado
Portekize gelipte “fado” dinlemeden olmaz diyerek adını daha önceden not aldığımız Guarny adlı (1933 yılında kurulmuş)mekana gittik. Mekan düz ayak ve tekerlekli sandalyeye uygun. Hem yemek yedik hem de bir kadının söylediği şarkıları dinledik. Fiyatlar makul geldi.Adam başı 20 euro. Fado kelime anlamıyla tam olarak bilinmese de “kader””alınyazısı”olarak tercüme edilebilir. Denize açılan Portekizlileringeride bıraktıkları eş veya yakınlarının onları bekledikleri uzun zaman boyunca yaktıkları ağıt olarak anlatılıyor.Açı, hüzün, isyan ve özlem hepsinin bir karışımı. Şarkıları söyleyen “fadista” (fado söyleyen kişilere verilen ad buymuş) tamamı nerdeyse siyah elbiselerle sahneye çıkıyor ve her şarkıdan önce şarkının hikayesini anlatıyor. Gitmişken, fazla pahalı olmadığı da düşünülerek eksik kalmasın derim.
Burada bulunan ünlü tramvaylar tekerlekli sandalye için uygun değil. Sadece önünüzden geçerken seyrediniz. İlginç bir rotası olduğu söylenen bu tramvaylara binememek şehrin tarihi dar sokaklarını görememek yönünden bir kayıp sayılabilir. Siz yakın bir kafede dinlenirken, refakatçinizin bu ünlü tramvaya binebilir. Her zaman belirttiğim gibi ben yazılarımda mekanlar için kısa bir bilgi vermekle yetinmekteyim. Zira asıl amacım mekanların tekerlekli sandalyeye uygunluğunu ortaya koymaktır. Bu mekanlar hakkında bilgiyi bir çok gezi sitelerinden çok daha detaylı olarak alabilirsiniz.Sonuç olarak Porto yukarıda bahsettiğim iniş çıkışları nedeniyle yaşaması zor ama, iyi bir güzergah planlaması ile tekerlekli sandalye gezilebilecek güzel bir şehir.
Benden evvel bir engelli buraya gitseydi ve anılarını paylaşsaydı, ben kesinlikle buraya gitmezdim. Yarım günüme de yazık etmezdim. Neden diye sorarsanız burası tekerlekli sandalyeye hiç uygun olmayan bir yer. Bütün yapacağınız istasyon çevresinde 200m.lik bir gezinti ve güç bela bineceğiniz kalabalık bir otobüs ile daracık virajlı yollarda bir tur. Lizbon’a trenle 40 dakika mesafede bulunan yöre küçük bir kasaba. Bölgede bulunan sarayları ile ün yapmış. En ünlüsü de Pena Sarayı. Bölge Portekiz’in gururu olarak belirtilmekte.Pena sarayıda ilginç mimarisi ve bahçesiyle Dünya miras Listesinde. Sağlıklı insanlar gidebilir.
Buraya gelebilmek için Lizbon’da bulunan Rossio tren garına gitmemiz gerekiyor. Zaten bu gardan sadece sintra yönüne tren kalkıyor.(10-20 dakikada bir) Çok güzel bir yapı olan bu gar Lizbon’un önemli yapıtlarından.(Bknz.Lisbon gezisi) Tren zamanına kadar girişte bulunan cafede (starbucks) kahvenizi içebilirsiniz. Gerek gar ve gerekse tren ve paralı engelli tuvaleti ile engelliye uygun. Sadece bilet alırken engelli olduğunuzu belirtin. Biz belirttik ama özel kapısında beklememize rağmen o görevli gelmedi. Trenden bir kişi inerek yardım etti de trene binebildik.
Aslında resimlerden görüldüğü gibi rampa sistemi var. Trene binice yolculuk esnasında tanıştık görevli ile. Bilmeden Kendisine kendisini şikayet ettik. Sintraya geldiğimizde bu sistem açılarak trenden indirildik. Dönüşte de gerek inerken ve gerek binerken yetkililer rampa sistemi ile vakit geçirmediler. İnsan gücünü tercih ettiler. Londra’daki trene binişimi hatırlayınca bu tedbirsiz uygulamayı bayağı yadırgadım. Ülkeler arasındaki farkı böylece gözlemlemiş olduk. Trenden ininse hemen yanında bulunan 434 no.gezi otobüsü kalkıyor. Bilet aldık ve biraz bekledik ve otobüs geldi. Engelliye uygun olan otobüse bindik.
Dar bir yolda ve sürekli virajlarla dağa tırmanmaya başladık. Bizim doğu Karadeniz’i andıran bir yeşillik vardı. Şehir içini görme imkanımız oldu. Bu dik yokuşları ve arabaların zor sığdığı yolda tekerlekli sandalye ile gezmek imkansız. Gezi otobüsü her durakta aldığı yolcularla dolulukta bizim otobüslere rakip oldu. Hani belki ineriz de sarayı görebiliriz dediğimiz pena durağına geldiğimizde uzun bir kuyrukla karşılaştık.(Otobüsten çektiğim resimler)
Yani insen bir daha binmek imkansız. Sağ olsun şoför hemen geldi ama onun bakışları da umutsuzdu. Zaten hava yağmurlu ve serin, dik bir yokuş ve kalabalık nedeniyle inmeyi düşünmedik.Bu kadar olumsuzlukta inmek mümkün değildi. Otobüse son kuyruktakilerde binince nefes almak bile zorlaştı.
Bu nedenle etrafı bile tam olarak göremedik. Neyse otobüs turu tamamladı ve bindiğimiz durakta indik. Penayı göremediğimiz için üzgündük. Belirttiğim 200 metre düz yerde bulunan bir iki dükkanda alış veriş yapıp tekrar trene bindik. Bence Portekiz gezinizde Sintrayı düşünmeyin.Paranız ve zamanınız size kalsın. Ama mutlaka görmem lazım derseniz yukarıda anlattıklarımla yetineceksiniz.
“Herkes yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir” demektedir Anayasamızın 23. Maddesi.. Bunun yanında Gerek BM gerek AB bildirilerinde de bu konuda çeşitli hükümler bulunmaktadır. Ancak gerek Anayasamızın bu hükmüne ve gerekse diğer uluslararası ve ulusal yasalardaki diğer düzenlemelere karşın Ülkemizde seyahat konusunda engelliler çeşitli sorunlar ve zorluklar yaşamaktadır. İşin yasal kısmı bir yana sadece Avrupa’da 80 milyar eurodan fazla bir Pazar söz konusudur. Bu konuda Ülkemiz Avrupa bazında önemli avantajlara sahiptir. Turizm pazarında tanınmış olmak, daha yeni ve nitelikli tesislere sahip olma, doğal, kültürel ve tarihi vb.gibi kaynakların zengin olması gibi. (Türkiye’de Engelli Turizm Pazarının swot Analiz Yöntemiyle Değerlendirilmesine Yönelik Kavramsal bir Çalışma. (Kemal Birdir-Sıla Karacaoğlu) 2015. Bu konuda yaşanan sorunları irdelemek ve çözümler bulabilmek için Ülkemizde bu konuda önemli faaliyetlerde bulunan seyahat acentalarına (Türsab,Tura Turizm, Tatil .com, Tatilstil, Anıtur, Jollytur, Bkmtur, tatil sepeti,Setur, Mng Turizm, Etstur, Vip Turizm, Touristica Kappatur, Prontotour, Coraltatil) aşağıdaki yazı göndererek engelli turizmi konusunda bilgi edinmek istedik.
SEYAHAT ŞİRKETLERİNE GÖNDERİLEN YAZIMIZ
Sayın Yetkili,
Uzun yıllardır tekerlekli sandalyede yaşayan engelli bir insanım. Yeni yerler görmek, seyahat etmek ve tatil yapmak önemli hobilerim arasındadır. Engelli bir insan olarak bunları yapabilmenin ne denli güç olduğunu sanırım tahmin edersiniz. Bu güçlükleri bir nebze olsun azaltmak ve bizler gibi engellilere yardımcı olmak amacı ile “engelsiz seyyah” adı altında bir site yapmış bulunmaktayım. Bu sitede engelli olarak bir fiil yaşadığım deneyimlerimle, gezdiğim gördüğüm yerleri ve yaşadıklarımı paylaşmaktayım. Zira biz engelliler bir yere gitmeden önce o yerin bilhassa fiziksel şartlarının ve diğer şartlarının uygun olup olmadığı konusunda maalesef tam bir bilgi alamamaktayız. Sitemi izleyen insanlar böylece en azından benim gittiğim yerler konusunda bilgi sahibi olabilmektedirler. Bu girişten sonra konuyu seyahat şirketlerine getirmek ve belirttiğim konularda sizlerin bizlere dönük hizmetler konusunda neler yaptığınızı ve yapmadığınızı öğrenmek ve bunları “engelsiz seyyah” sitemizde takipçilerim ile paylamak istemekteyim. Her ne kadar 05.10.2007 tarih ve 26664 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Seyahat Acenteleri Yönetmeliği”nde özellikle engelliler için bir ifade bulunmasa da, genel olarak ifade edilen tüketici ifadesi ile engelli, engelsiz müşteri ayırımı yapılmamaktadır. Bunun yanında Anayasamıza giren pozitif ayırım ifadesin inde burada göz önünde tutulması gerektiği kanısındayım. Öncelikle gerek ülkemizde ve gerekse yurt dışında kalacağımız otellerin fiziksel yönden uygun olup olmadığını ( olumsuz sürprizlerle karşı karşıya kalmamak için ) bilmemiz gerekiyor. Her ne kadar bazı tesislerin otel bilgileri altında “engellilere uygun” ibaresi bulunmakta ise de bunlara maalesef güvenmemekteyiz. Bu ifadenin yer aldığı tesislerle önceden yaptığımız görüşmelerde bunun tam anlamı ile yerine getirilmemiş olduğunu öğreniyoruz. Tesis sahipleri bu konuda bilinçli veya bilinçsiz yeterli düzenlemeler yapmamaktadırlar. Engelli odaları mevzuata uygun olmamakta, bir lavabo koyarak bir nevi yasak savmaktadırlar. Engelli odalarının banyo kapısından tekerlekli sandalye sığmayan tesislerle karşılaştığımız durumlar olmaktadır. Belirttiğimiz gibi gitmeden önce mutlaka telefon edip bu konuyu doğrulamamız gerekli olmaktadır. Bu nedenle çalıştığınız tesislerin bu konudaki önlemlerinin tarafınızca denetlenip bizlere gerçek durumu yansıtmanız mümkün müdür? Gene bunun yanında otellere ulaşmak konusunda sizin bizlere dönük önlemleriniz bulun maktamıdır? Örneğin transfer araçlarınız tekerlekli sandalyeli engelliler için uygunmudur.? Zira otele giderken toplu transfer araçları uygun olmadığı için özel araç kiralamak zorunda kalmakta, bu nedenle de transfer bizlere pahalıya mal olmaktadır. Düzenlediğiniz yurt içi ve yurt dışı gezi programlarınıza katılmamız mümkünmüdür. Hepsi mümkün olmayabilir ancak tüm bu turların içinde engellilere de “uygundur” diyebileceğiniz turlar varmıdır ? Tatil biz engelliler için normal insanlara göre daha pahalı olmaktadır. Zira tekerlekli sandalyeli bir engellinin kalabileceği otel en az 4 veya 5 yıldızlı olmalıdır. Zira daha ve nispeten ucuz olan küçük otellerde, yasal bir zorunluluk olmaması nedeniyle fiziksel düzenlemeler yapılmadığından ve engelli odaları bulunmadığından kalabilmemiz mümkün olamamaktadır. Bu nedenle sezon dışı tarihlerde engelli ve refakatçisine belli bir oranda ve kontenjan dahilinde indirim yapılabilir mi ? Bu konuda bir girişiminiz olabilirmi ? Son olarak, Engelli turizmin farkındamısınız? Bu konu ile ilgili olarak neler yapıyorsunuz? Neler yapmayı düşünüyorsunuz? Somut bir sonuca ulaşan bir projeniz olmuşmudur.? Gerek bu konuları ve gerekse bunların dışında bizim atladığımız, sizin belirtmek istediğiniz konular varsa ve bizlerle paylaşırsanız memnun oluruz. Şimdiden teşekkür eder, işlerinizde başarılar temenni ederiz.
Kurumlara bu yazı iki defa gönderilmiştir. Bazıları hemen ilgilenmiş, bazıları 2-3 satırla konuyu geçiştirmiş, bazıları ise yanıt gönderme zahmetinde bulunmamışlardır. İlk olarak Setur firması yazımız üzerine öncelikle şifai olarak dönüş yapmış konu ile ilgisini belirtmiştir.
SETUR Firmasının verdiği yanıt aşağıdadır.
Konu ile ilgili olarak bize dönen ve en yakın alakayı gösteren Setur Firmasının konu ile ilgili 24.04.2015 tarihli açıklaması aşağıdadır.Konu ile yakından ilgilenen firma çalışanı Ugurhan Konuk’a özellikle teşekkür ederiz.
“Levent Bey Merhaba,
Setur, 50 yıllık tecrübesi ile sektöründe ilk ve öncü şirket olan Setur, Turizm, Duty Free İşletmeciliği, Marina İşletmeciliği ve Özel Havacılık alanlarında faaliyet göstermektedir. Faaliyet alanında kişilerin bir yerden başka bir yere erişiminin kolay ve kaliteli şekilde gerçekleştirmesi olduğundan, strateji doğrultusunda öncelik alanlarımızın en önemli konularından biri Engelsiz Turizm stratejimizdir. Her bireyin özgürce seyahat edebilmesi gerektiğine inanarak hayata geçirdiğimiz projelerimizin şirketimize, misafirlerimize ve paydaşlarımıza fayda yaratmasını bekliyor ve iş alanımızın ayrılmaz parçası olarak görüyoruz. Kaş’da bulunan Setur Marina’da açılan Yelken Okulu‘nda engelli ve sosyal dezavantajlı öğrenciler için ücretsiz olarak yelken eğitimi veriyoruz. Setur Marina’ya ait olan tenis kortları ise bu öğrencilere ücretsiz olarak kullandırıyoruz. Ayrıca Setur yurt içi otel kataloğunda yer alan otel sayfalarında otellerin engel durumlarını belirten ikonlara yer veriyoruz. www.bookinturkey.comsitesinde “gelişmiş arama” seçeneği altına “engelli dostu” otel kategorisi eklenirken bu sayede, bölgeye göre engelli dostu otel seçimi yapılabilmesini sağlıyoruz. Web sitemizde “Herkes İçin Engelsiz Tatil” sayfası oluşturduk , yurtiçinde engelsiz konaklanabilecek otellerin bilgileri paylaşıyor. Setur rehberliğinde hazırlanan yurt dışı destinasyon tanıtım videoları işitme engellilere özel alt yazılı hale getirilirken bir yandan da Youtube/Setur sayfasında yayınlıyoruz.
ENGELSİZ.SETUR.COM.TR
Türkiye’de yaşayan 200.000’den fazla görme engellinin erişebileceği ve rahatlıkla kullanabileceği engelli dostu web sitesi engelsiz.setur.com.tr’yi Nisan 2014’te kullanıma açtık. Mobil uyumlu engelsiz.setur.com.tr, görme engelliler için içerik ve kullanım kolaylığı sunuyor. Kullanıcılar, sitede yer alan içerikleri ekran okuyucu (Screen Reader) yardımı ile dinleyebilirken tek bir tuşa (Tab tuşuna) basarak içerikler arasında geçiş sağlayabiliyorlar.engelsiz.setur.com.tr’ye setur.com.tradresinden de, tab ve enter tuşlarını kullanarak geçiş yapabiliyorlar. Web sitesinin yapılış aşamasında Boğaziçi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı ile Alternatif Yaşam Derneği gibi eğitim ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalıştık. Geliştirilme sürecinde görme engellilerin de bizzat rol aldığı ve toplamda 600’e yakın tesise ait binlerce görselin betimlendiği site, görme engellilerin ilk kez tesisleri hayal edebilmesine olanak sağlıyor.
İŞİTME ENGELLİLER EĞİTİCİ EĞİTİMLERİ
İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği ile Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) işbirliğiyle ana dili işaret dili olan işitme engellilere, “Türk İşaret Dili Öğretmeni Yetiştirme Yöntemi Kursu” düzenleyerek, kursiyerlere işaret dili eğitmeni olma imkanı sunduk. İED işbirliği ile işaret dili eğitmeni yetiştirme yöntemi kurslarına destek olarak işaret dilinin yaygınlaşmasını ve eğitmen ünvanını kazanacak işitme engellilere istihdam olanağı sağlamayı amaçlarken aynı zamanda projeye destek olan Koç Topluluğu şirketlerinden gönüllü işitme engelli çalışanlarımızı da projeye dahil ettik. 5 Eylül – 19 Ekim 2014 tarihleri arasında, Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) Cengiz Topel Kampüsü’nde gerçekleştirilen “Türk İşaret Dili Öğretmeni Yetiştirme Yöntemi” kursu toplamda 106 saati kapsayan bir eğitim programı olarak gerçekleştirdik. Kursa başvurular sonrasında, lise mezunu ve ana dili işaret dili olan kişiler sınava tabi tutuldular ve bu sınavı geçebilenler kursa devam etti. Kursumuza, 3 işitme engelli öğretmenin yanı sıra Boğaziçi Üniversitesi öğretmenleri de eğitimci olarak katıldılar. 2008 yılına kadar Türkiye’de akademik olarak bu dersleri verebilecek sadece 1 kişi mevcutken, Boğaziçi Üniversitesi’nin 2008 yılında düzenlemiş olduğu kurs ile 10 eğitmen yetiştirilmişti. Çeşitli sebeplerle, aktif olarak bu eğitimi verebilecek kişi sayısı, düzenlediğimiz kurs öncesine kadar sadece 7’ydi. Bugün ise, bu sayıya kursumuzu tamamlayan ve eğitmen olmaya hak kazanan Boğaziçi Üniversitesi mezunu 22 kişi daha ilave oldu. Kursu tamamlayan eğitmenlerimiz ile çalışanlarımıza işaret dili eğitimi vermeyi planlıyoruz. Setur olarak Engelsiz Turizm stratejimiz doğrultusunda ürün ve hizmetlerimizi Herkes için Engelsiz olması yönünde istekliliğimiz devam edecektir.Paydaşlarımızı eğiterek toplumsal sorumluluğumuzu yerine getirmek, kendi iş modellerimizi de geliştirerek daha fazla fayda sağlayabilmeyi umut ediyoruz.
VIP Turizm olarak özellikle uzak coğrafyalar ağırlıklı çalışıyoruz bu nedenle uzun uçuş süreleri ve program dâhilindeki yoğun ve yorucu kültürel program nedeniyle turlarımız engelli seyyahlar tarafından tercih edilmiyor. Gruplarımızda engelli olması durumunda, gidilen ülkenin imkânları elverdiği ölçüde yardımcı olmaya çalışıyoruz, ancak talep olmaması nedeniyle engellilere özel bir tur henüz düzenlemiyoruz.İlginiz için teşekkür eder, iyi çalışmalar dileriz.
YANIT VERMEYEN ŞİRKETLERE 2. YAZI
Diğer firmaların yanıt vermemesi üzerine o firmalara aşağıdaki mesaj gönderilmiştir. “Önceki tarihlerde iki defa sizlere e-mail gönderdiğimiz halde sizlerden bir satır bile yanıt alamamanın üzüntüsü içindeyiz. Engelli insanlara bu tutumuzdan dolayı sizleri kınıyoruz. Bu durumu gerek sitemizde ve gerekse diğer engelli sitelerinde paylaşacağımız bildirir, tekrar üzüntülerimi bildiririz. Engelsizseyyah.com”
Bu yazıdan sonra Jollytur, Mng Turizm ve Prontotour, ETS Tur (Web sayfasını işaret etmiştir) firmaları aşağıda belirtilen yanıtları vermiştir.
JOLLY TUR Firmasının verdiği bilgi
Jolly tur 24.04 Levent Bey Merhaba,
Öncelikle maillerinize geç dönüşümüz için özür dilerim. Konuyu şirketimiz dahilindeki ilgili departmanlarla da paylaşarak size yanıt vermek istedim. Engelli misafirlerimizin de tatillerini en rahat şekilde gerçekleştirebilmeleri bizlerin de isteğidir. Bu konuda özel bir çalışmamız bulunmamakla birlikte, tesisleri oda, konum, mimari ve donanım özelliklerine tesis tanıtımlarında yer vermekteyiz. Misafirlerimizin tesis seçimlerinde bu bilgilerden faydalanarak kendilerine uygun tesisleri değerlendirmeleri mümkün olmaktadır. Bunun yanı sıra rezervasyon taleplerinde engelli olduğunu belirten misafirlerimize koşullarına ve taleplerine uygun tesis yönlendirmesi yaparak tatillerini en iyi şekilde geçirecekleri bir planlama yapmalarına yardımcı olmaya çalışmaktayız. İlerleyen dönemlerde konuyla ilgili gerçekleştirebileceğimiz proje ve çalışmalardan sizleri haberdar etmek ve gerektiğinde bilgi ve deneyimlerinize başvurmaktan mutluluk duyarız. Saygılarımla.
MNG TUR Firmasının verdiği bilgi
Sayın Levent KARAGÖZ
Öncelikle MNG Turizm’e gösterdiğiniz nazik ilgi için teşekkür ederiz. Malinizde bahsettiğiniz konuya herhangi bir bütçe ayırmadığımız için, üzülerek olumsuz yanıt veriyoruz. Bilgilerinize sunar, iyi günler dileriz. Saygılarımla,
…… Satış Müdür Yardımcısı
PRONTOTUR Firmasının verdiği bilgi
29.04.2015
Levent Bey selamlar.
Engelsiz seyahat anlamında, çok iddialı olmamakla birlikte bir süreden beri bazı çalışmalar yapıyoruz. Organize etmiş olduğumuz tur paketleri, piyasa şartları gereği istemesek de son derece uygun rakamlara çekildiğinden, tur paketlerinde bu tarz bir uygulama şansımızı sıfıra indiriyor. Zira tur paketlerimiz 199 Avro’lara kadar fiyatları düştüğünden, rekabet koşulları gereği şehir merkezinden uzak oteller ve tur paketlerin pek çoğu standart otellerde konaklama şeklinde gerçekleşiyor. Fiyat hassasiyetleri de olduğundan özellikle en çok satılan Avrupa seyahatlerinde bagaj taşıma gibi servisler de karşılanmıyor, bu nedenle katılımcılar bagajlarını da kendileri otele-araca taşımak zorunluluğu doğuyor. Şehir turları ve ekstra tur gezileri için de kullanılan otobüs-minibüs vs. gibi araçlarda da her zaman belli bir standart olmuyor. Ayrıca gidilen ülkelerde yapılan yoğun seyahatler esnasında, gerek gezilen yerlerin bu duruma uygunluğu çoğunlukla sağlanmamış oluyor, hem de grupla hareket esnasında hızlı gelişen turlarda, birlikte hareket konusunda bir ahenk yakalamanın da zorluğu maalesef muhtemel. Bu gibi sıkıntılar nedeniyle tur paketlerinde bu konuda maalesef engelsiz seyahat severlere standardize etmiş olduğumuz bir hizmetimiz bugün için mevcut değil.
Bununla birlikte; son dönemlerde gelişen kişiye özel seyahatler kapsamında, özel bir departmanımız bulunmakta. Bu gibi çok nadir gelen taleplere, bu departmanımız yardımcı oluyor. Konaklanacak otellerden, transfer araçlarına kadar pek çok şeyi organize edebiliyor. http://www.ucaktarefakatci.com/ firması ile yapmış olduğumuz anlaşma ile, seyahate katılacak kişileri evinden alıp, uçakta veya seyahati boyunca eşlik edebilecek uzman kişiler de organize edilebiliyor, böylelikle seyahatte son derece konforlu bir seyahat gerçekleştirmeleri sağlanıyor. Bazı ana destinasyonlarda grupla birlikte hareket etmekten ziyade, kişiye özel gerçekleştirdiğimiz ama grup fiyatlarına yakın pahalı olmayan paketler de sunabiliyoruz. Örneğin, Prag, Paris ve Budapeşte… İleride amacımız bu seyahat imkanlarını daha fazla destinasyonda yayabilmek, ancak bugünkü şartlarda yapabildiklerimiz şimdilik bu seviyede. Bu konuda değerli tavsiyeleriniz bizleri de mutlu edecektir. Yeniden haberleşmek ve tanışmak üzere, saygılarımızı sunarız.
Sağlık/Bedensel Engelli Misafirlerimize Özel Misafir memnuniyeti odaklı hizmet anlayışımızın en önemli adımlarından biri olan engelli misafirlerimize özel imkanlarımız ile sorunsuz tatil anlayışını geliştirmeyi planlıyoruz. Bu amaçla Sağlık/Bedensel Engelli misafirlerimizin tatillerini keyifle geçirmeleri için seyahatleri öncesi detaylı çalışmalar yapıyoruz.
Sağlık/Bedensel Engelli olarak tanımladığımız misafir grubumuz MS, diyabet, çölyak, kanser hastaları, böbrek rahatsızlığı olanlar, alerjik hastalar, yürüme-görme-işitme engellileri, yaşlı misafirler ve benzeri rahatsızlıkları nedeni ile özel hizmet sağlanması gereken kişilerdir.
Aileleriyle ya da yalnız tatile çıkan tüm engelli misafirlerimiz için; 1. Tesis denetimleri sonucu belirlenmiş en uygun seyahat seçeneklerini sunuyoruz. 2. Otel ve ulaşımı ihtiyaçlara göre organize ediyoruz. 3. Seyahat sırasında sunulacak yeme-içme hizmetleri konusunda bilgi veriyor, gerekli düzenlemeleri yapıyoruz. 4. Müze, ören yeri, şehir turları ve rehberlik hizmetleri hakkında taleplerinizi değerlendiriyoruz. 5. Seyahatiniz sonrasında ileteceğiniz fikirlerinizle sizlere daha iyi hizmet verebilmek adına hizmetlerimizi geliştiriyoruz.
Sizler için önemli olan her detay bizim için büyük önem taşıyor. Tüm istek ve eleştirilerinizle ilgili aşağıdaki formu doldurabilir ya da 444 1 739 numaralı Misafir Deneyimi İlişki Yönetimi ve Kalite Direktörlüğü Hattı’ndan bizi bilgilendirebilirsiniz
SONUÇ
Yapılan son araştırmalarda (Surrey Üniversitesi tarafından yürütülen Avrupa’da Erişilebilir Turizm adlı çalışma) Avrupa’da seyahat edecek potansiyel engelli turist sayısının 130 milyon kişi olacağı tahmin edilmektedir. Bunun 80 milyar eurodan fazla bir harcamaya tekabül edeceği hesaplanmaktadır.(T.Seyahat Acenteleri Birliği, 2014a).Bu hesaplamanın tüm dünya çapında yapıldığında ve bunların genellikle en az bir refakatçiyle seyahat ettiği düşünüldüğünde bunun önemli bir pazar dilimi anlamına geldiği görülmelidir. Böylesine bir pazardan pay almak isteyen seyahat ve turizm işletmecilerinin engelli müşterilerinin özel gereksinmelerini ve beklentilerini göz önünde tutarak hizmet sunmaları gerekmektedir. Halbuki yapılan çalışmalarda aksine olarak engelliler daha fazla seyahat etmek istemelerine rağmen seyahat süresince karşılaştıkları bir çok zorluktan ve güçlükten dolayı bu ihtiyaçlarını çoğunlukla ertelemektedirler. Bu konuda Ülkemizde bulunan önemli sektör şirketlerinin önemli bir kısmı engelli turizmi konusunda yetersiz kalmakta, bu olguya yeterli derecede ilgi göstermedikleri görülmektedir. Zira yukarıda da görüldüğü gibi beş firma yazımızla ve sorunumuzla ilgilenmiş ve bizi bilgilendirmişlerdir. Bazı firmaların bu konu ile ilgilendiklerini ve bu konuda çalışmalar yaptığını görmek bizi memnun etmiştir. Bu ilginin diğer şirketlerde de olmasını arzulamaktayız. Seyahat şirketlerinin bu konuya eğilmesi ile bir çok tesisin konuya daha ilgili olacaklarını ümit ediyoruz.Bu arada belirtmek isterim ki Türsab konuya hiç ilgi göstermemiş, sorularımıza bir üst kuruluş olmasına rağmen yanıt verme zahmetine bile katlanmamıştır.
Oy kullanmak vatandaşlık hakkı. Ancak mimari engelleri olan kamu kuruluşlarının asansörsüz binalarındaki sandıklar, engellilerin oy kullanmasını çileye dönüştürüyor. Oysa bu sorunu çözmenin çok basit bir yöntemi var.
Oy kullanmak, 18 yaşını dolduran her Türk vatandaşının hakkı. Aynı zamanda da zorunluluğu. Oy vermemenin cezası da var: 5 YTL. Can yakacak bir ceza değil ama adı üstünde: Ceza. Geçen günlerde, Levent Karagöz bize bir mektup yazıp engellilerin oy sandıkları başında çektikleri ‘ceza’yı aktardı.
Levent Karagöz, 52 yaşında bir banka müdürü. 16 yıldır omurilik felçlisi olan Levent Bey, Serdar Bilgili’nin Tempo işbirliğiyle hazırlanan ‘Engellere Rağmen’ fotoğraf sergisi için de poz veren ‘22 Cesur Yürek’ arasında yer almıştı. Karagöz, mektubunda engellilerin çektiği vatandaşlık ıstırabını şöyle anlatıyor:
“Bu yıl genel seçimler yapılacak. Anayasal bir hak olmasına karşın özellikle fiziksel engellilerin bu anayasal hakkını kullanmasında önemli güçlükler var. Genellikle altyapısı uygun olmayan okullarda sandıklar bulunuyor; bu da fiziksel engellilerin oy kullanmasına engel oluyor. Örneğin geçen seçimde oy kullanacağım sandık, Basınköy’deki ilköğretim okulunda ikinci kattaydı. Zemin katta bile olsa, girişindeki merdivenler nedeniyle giriş zorlukları olan okulun bir de ikinci katında oy kullanmanın ne kadar güç olduğunu sanırım takdir edersiniz. Neyse, sandık kurulu anlayışlı çıktı ve yetkisi dışında davranarak oy pusulasını aşağıya kadar getirdi de oyumu kullanabildim. Her zaman böyle anlayışlı ve cesur insanlarla karşılaşmak şansına sahip olunamayacağı gerçektir. Fiziksel engellilerin sandıklarının giriş katlarda tutulması bir çözüm olabilir…”
Ülkemizde yaşayan 8.5 milyon engellinin en az iki buçuk milyonu fiziksel engelli ve bu insanlar her seçim döneminde bu ızdırabı yaşıyor.
İnsanların, engelli insanların yaşadıklarını tam olarak bilmesi haklı olarak mümkün değil. Normal insanların zaman zaman yaptıkları tekerlekli sandalye ile gezme, kulaklarını tıkama ve gözlerini bağlayarak gezme gibi etkinliklerle de engelli yaşamayı birebir anlamak mümkün değil. Engelli insanların yaşadığı zorlukları ancak engellinin kendisi ve onunla yaşayan yakınları bilebilirler. Birazda onların akrabaları ve yakın komşuları. Bunun dışında belirttiğim gibi normal insanların bunları bilmesi mümkün olamamaktadır. Ancak bunu anlamanın bir yolunun da bebek puseti kullananların olabileceğini, Eyüp Can’ın 16.01.2007 tarihli Radikal Gazetesindeki köşesinde yazının okumadan önce hiç düşünmemiştim. Eyüp Can bebeğinin pusetini kullanırken yaşadıklarından sorunlardan konuyu engelli insanların yaşadıkları zorluklara getirmesi ve yerinde bir irtibat kurması ile anlamış oldum. Bu yazının bir bölümünde Eyüp Can “İtiraf edeyim Türkiye’de engelli olmanın gerçekten ne demek olduğunu, yarın 4. ayını dolduracak kızım Şehrazat Zelda sayesinde öğrendim. Çok şükür Zelda’nın herhangi bir fiziksel engeli yok. Fakat ne zaman onu pusetine yerleştirip dışarı çıkarsak, eve kendimizi zor atıyoruz. Bir bebek arabasıyla İstanbul sokaklarında yürümenin neredeyse imkansız olduğunu kızımla yapamadığımız yürüyüşlerden sonra anlıyoruz. Durum gerçekten vahim… Kızım üç-beş ay sonra ayakları üzerine doğrulup annesi ve benimle yürüyüşe çıkabilir. Peki ya hayatı boyunca tekerlekli sandalyeye mahkum olan milyonlarca engelli? Onlar kaderlerine küsüp evlerinde mi bekleyecek?” demektedir. Bu yazısı üzerine yaşadığımız sorunları kendisine ilettim. Kendisi de bir jest yaparak yazımı 18 Ocak 2007 tarihli gazete köşesinde aynen yayınlayarak yaşadığımız zorlukları okurları ile paylaşmış. Eyüp Can’ın köşesindeki yazısı şöyle; 4 aylık kızımla engelleri aşmaya gidiyoruz:
Engelleri aşmaya çalışan sergi
16 Ocak 2007 Oldum olası doğum günü kutlamalarından çok hazzetmedim. Fakat yarın 4. ayını dolduran kızım Zelda’yla Dolmabahçe Sarayı Sergi Salonu’nda sürpriz bir kutlama yapmak istiyorum. Kutlama dediysem öyle ‘pasta kesmek ve mum üflemekten’bahsetmiyorum. Bebek arabasında kızımla birlikte yarın Tempo Dergisi’nin öncülüğünde hazırlıkları bir yıldır süren Serdar Bilgili’nin ‘Engelleri Kaldıralım’fotoğraf sergisini turlamayı kastediyorum. Durun hemen ‘ne alaka?’ diyerek tepki göstermeyin anlatacağım. Hafta sonu Serdar Bilgili ile birlikteydik. Pazartesi akşamı açılan sergisinin son hazırlıklarından dolayı heyecandan yerinde duramıyordu. Öyle ki bir ara ‘inan bugüne kadar yaptığım hiç bir şey beni bu kadar heyecanlandırmadı’ dedi. Ne milyon dolarlık iş görüşmeleri, ne de başkanlığını yaptığı dönemde Beşiktaş’ın şampiyon olması! Elbette bu başarılar çok kıymetli. Fakat Serdar Bilgili tüm yaptığı işlerin dışında ilk defa toplumsal bir soruna sanatçı duyarlılığı ile alabildiğine çıplak bir biçimde parmak basma şansını elde etti. Nitekim çektiği fotoğraflar, Türkiye’de engellilerin yaşadığı engelleri aşmak için çok önemli bir fitili ateşledi. Tempo’nun kararlı yayınları ve serginin insanı allak bullak eden fotoğrafları, ilk defa bu sorunu ‘acıyarak’ değil, gündelik yaşamın içinde tutkuyla varolarak görmemizi sağladı. Dolmabahçe Sarayı’na gidin ve görün sergiyi. Tüm çıplaklığı ile yaşama sarılan o insan yüzlerini-bedenlerini gördükten sonra ‘acınacak olan engelliler değil, duyarsızlığımız ve yasasızlığımızla onları toplumsal yaşamın dışına iten bizleriz’diyeceksiniz. Bedenlerin cesurca sergilendiği fotoğraflara baktıkça, onları işte-sokakta-parkta kamusal hayatın her alanında neredeyse gizlenmek zorunda bırakan zihniyete lanet edeceksiniz. Düşünün öyle bir ülkede yaşıyoruz ki bugün Türkiye’de kaç engelli olduğunu bile tam olarak bilmiyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre 1 milyon 772 bin engelli vatandaşımız var. Resmi olmayan istatistikler ise bu rakamın 8 milyonun üzerinde olduğunu söylüyor. Peki nerede bu insanlar? Evlerinde! Çünkü ne sokaklarımız, ne yollarımız, ne parklarımız, ne okullarımız, ne de iş yerlerimiz onların evden çıkmalarına müsaade ediyor. Genel nüfusun %13’ü okuma yazma bilmezken, engellilerde bu oran %36. Dahası sayıları 8 milyonu geçen engellilerin %78’i işgücüne dahil değil. Türkiye bu ayıptan kurtulmak için 2005 yılında Özürlüler Yasası çıkardı. Fakat kamusal alanın özürlülere uygun hale getirilmesi için 2012’ye kadar süre verildi. Yasa çıkalı neredeyse 2 yıl oldu. Çıkan yönetmelikler bırakın yasanın kademeli olarak uygulamaya geçmesini adeta işlemez hale getirdi. Çalışma hayatında dezavantajlı grup olarak değerlendirilen engellilere destek olmak isteyen işverenlere vergi ve kıdem avantajları getirilecekken, yönetmelikler işverene hiçbir teşvik içermeden çıkarıldı. Tam tersi yükümlülükler getirdi. Bir anlamda nüfusumuzun %10’undan fazlasına en az 7 yıl daha evinizde bekleyin denildi. İşte Tempo ve Serdar Bilgili, bu milyonlarca engelli arasından yüzlercesini fotoğraflayarak en zayıf görünen bedenleri üzerinden; hayır evimizde değil, olmamız gereken yerde bekleyeceğiz’ mesajı verdi. İtiraf edeyim Türkiye’de engelli olmanın gerçekten ne demek olduğunu, yarın 4. ayını dolduracak kızım Şehrazat Zelda sayesinde öğrendim. Çok şükür Zelda’nın herhangi bir fiziksel engeli yok. Fakat ne zaman onu pusetine yerleştirip dışarı çıkarsak, eve kendimizi zor atıyoruz. Bir bebek arabasıyla İstanbul sokaklarında yürümenin neredeyse imkansız olduğunu kızımla yapamadığımız yürüyüşlerden sonra anlıyoruz. Durum gerçekten vahim… Kızım üç-beş ay sonra ayakları üzerine doğrulup annesi ve benimle yürüyüşe çıkabilir. Peki ya hayatı boyunca tekerlekli sandalyeye mahkum olan milyonlarca engelli? Onlar kaderlerine küsüp evlerinde mi bekleyecek? ‘Engelleri Kaldıralım’ sergisini gördükten sonra benim cevabım‘Hayır!’ Eminim yarın sergiye birlikte gideceğim kızım da pusetinden resimleri izlerken bana hak verecek. Çünkü Serdar Bilgili sadece fotoğrafları çekmekle kalmamış sergi salonunu girişinden itibaren kızımın puseti, engellilerin tekerlekli sandalyeleriyle ‘hiçbir engelle karşılaşmadan’ dolaşabileceği bir mekana dönüştürmüş. Zaten hafta sonu son hazırlıkları yaparken yaşadığı telaş bu yüzdenmiş. Çok minik bir maliyetle kaldırımlara iniş çıkış için rampalar koydurtmuş. Merdiven engelini aşmak için alternatif güzergahlar çizmiş. Tuvaletleri engellilerin kullanabileceği standarda yükseltmiş. Sadece fotoğraflarda değil, mekanda da engelleri kaldırmış. Kızıma bundan daha güzel bir 4. ay sürprizi olabilir mi? Hürriyet Gazetesi: 4 aylık kızımla engelleri aşmaya gidiyoruz: Engelleri aşmaya çalışan sergi
‘Özürlüysen evinde otur be adam!’
18 Ocak 2007 Hiç adetim değil. Normalde köşemi bütünüyle bir başkasına ayırmam. Fakat ‘Engelleri aşmaya çalışan sergi’ başlıklı yazım üzerine öylesine yalın ve çarpıcı bir mektup aldım ki, tamamını yayınlamasamLevent Karagöz’ün şahsında tüm engellilere haksızlık etmiş olacaktım. İşte 4 aylık kızımla yaşadığım zorlu mücadelenin ötesinde Türkiye’de engelli olmanın ne demek olduğunu tüm çıplaklığı ile yüzümüze tekrar çarpan o yazı. Sayın Eyüp Can; Yazınızı okudum. Bu konuyu köşenize taşıdığınız için teşekkür ederim. Bu kampanya ya katılan bir engelli olarak öncelikle Tempodergisine ve özellikle özel bir insan olan Nuray Soysal ve onun cana yakın ekibine aracılığınızla teşekkür etmek isterim. Ayrıca Serdar Bilgili’ye de verdiği emekler için teşekkür ederim. Bu kampanyaya katılmaktaki en önemli amacım diğer engelli insanlara somut bir örnek olabileceğim yaklaşımıdır. Yoksa devletin, belediyelerin, toplumun konuya dikkatini çekmek değil. 16 senelik bir engelli olarak bu kurumlardan maalesef pek ümitli değilim. Sizinde yazdığınız gibi düzenleme yapmak için 7 sene süre tanınması bile tek başına bir samimiyetsizlik. Size şimdiden söyleyeyim 7 sene sonrada bir şey yapılmayacak ve 5 sene daha ek süre tanınacaktır. Çok uzun yazmak istemiyorum ama sadece son birkaç ayda yaşadığım bazı somut örnekler vermek istiyorum. Bırakın gezip tozma yerlerinin (sinama tiyatro, sergi salonları, müzeler vb gibi yerler) durumunu, mecbur olarak gitmek zorunda olduğumuz yerlerden bahsedeceğim. Lütfen çocuğunuzun 5. ayında pusetinizi alın Bakırköy Adliyesine gidin aracınızı nereye park edeceksiniz, adliyeye nasıl ulaşacaksınız bir bakın? İçeriye girmeye bir çalışın kapısı olmayan daha doğrusu iptal edilen bu binaya nasıl giriliyor nasıl çıkılıyor bir görün. Ve de 2. kattaki bir duruşmaya götürün bebeğinizi bakalım nasıl çıkacaksınız o merdivenleri, puseti devirip bebeğinize bir şey olmamasını nasıl sağlayacaksınız? Tebligatta diyor ki gelmezseniz polis zoru ile gelirsiniz. Hakime bildiriyorsunuz durumunuzu ‘birkaç adam tutsunlar çıkarsınlar’yanıtını alıyorsunuz. Bir dahaki çağrıda polisi beklemeyi ve zorla götürülmeyi tercih edersiniz. Nasıl olsa onlar çıkartmak zorunda! Yine Bakırköy devlet hastahanesine gidin, aracınızı nasıl park edeceksiniz? Sayın doktorlara özel parklar ayrılmış ama bir özürlü araç parkı yapılmamış. Çektiğimiz eziyeti gördüğü halde kılını kıpırdatmayan otopark sorumlusu, ‘yukarıda yer alan ufak bir yerde aracınızı park edin’diyor ama yer bulmanız mümkün değil! Ayrıca bulup ta park etseniz aracınızın arkasına birisinin park etmesi ve orada birkaç saat beklemeniz çok muhtemel… Önümüzde secim var ve pek tabi olarak oy kullanacağımız sandık geçen seçimde olduğu gibi 4. katta olacak ve biz anayasal hakkımızı kullanmakta zorluk çekeceğiz. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Sadece başıma gelenleri aktarıyorum. Mesela özürlü raporu veren servis, asansörü çalışmayan hastahanenin 4. katında olabiliyor bu ülkede. Ya da bir alış veriş merkezinde engelli olduğunuz için normal asansör yerine yük asansörüne yöneltilebilirsiniz. Karayolunda ceza yazan polis, aracınızı kuyruğun uçuna gönderebilir ve cezayı ödemek için aracına gelmenizi söyleyebilir. Rezervasyon yaptırıp 5 yıldızlı otele gidersiniz ama banyo kapısında tekerlekli sandalyeniz sığmayabilir. Özürlü park yerinde her zaman normal araç sahiplerinin park ettiğini görebilir, bir katlı bir iş merkezinde boş asansör için 15 dakika bekleyebilirsiniz. Dahası hiç bir insan oradan çıkıp ta size öncelik tanımaz. Bir trafik memuru tüm gücüyle size ‘Özürlüysen evinde otur be adam’ diye bağırabilir. Belediyenin sosyal tesislerinde sizi bir merdiven karşılayabilir! Fazla zamanınızı almamak için örnekleri uzatmıyorum ama lütfen şunu da göz önünde tutunuz. Bunlar meslek sahibi, maddi durumu orta düzeyde olan, yüksek okul mezunu ve İstanbul’da yaşayan bir özürlünün tespitleri. Varın ufak bir taşra kasabasında yaşayan geliri olmayan engellinin durumunu bir düşünün. Gelin bu işin adını net koyalım: Bu zihniyet tek kelimeyle ayırımcılıktır. İnsan hakkı ihlalidir. BM İnsan hakları beyannamesi, Avrupa birliği mevzuatları, Anayasamız hepsi bu konuya yer ayırmış. Ama ülkemizde uygulama çok çok yetersiz. ‘Bir tane insan hakları ihlali vardır o da kişiye farklı davranmaktır’ diyor Prof.Dr.İonna Kuçuradi Lütfen bebeğiniz büyüyene kadar bizim yaşadıklarımıza benzer şeyleri siz de tecrübe ediniz. Yazılarınız belki bazılarını bir şeyler yapmaya zorlar. Ama dikkat edin kızınızla engelleri aşmaya çalışırken bir trafik memuru da çıkıp size; ‘çocukluysan evinde otur be adam!’ diyebilir. Der mi der!
On yedi yıl önce geçirdiği omurilik iltihabı nedeniyle tekerlekli sandalyeyle yaşamını sürdüren Levent Karagöz, başarılı bir bankacı. Son görevinden önce yönettiği banka şubesi, Türkiye çapında en iyi beşinci şube olmuş. Levent Karagöz’ün Akaret Evleri’nde çektiğimiz fotoğraflarını Serdar Bilgili’nin dizüstü bilgisayarında seyrederken, o fotoğraflara “yanlızlık” ismini verdim. Levent bey yanlız mı? Hiç değil. 25 yıllık, ona her baktığında gözleri aşkla parıldayan eşi; çevresindeki her şeyi merakın engel olmadığı bir çekingelikle izleyen 20 yaşında bir kızı; yanımızda efendi efendi oturan –ama bakışları her an sıkı bir espri patlatacakmış gibi duran– 22 yaşında bir oğlu var. Sadece fotoğrafın çekildiği alandaki boşluk değil, Levent bey’in o vakur, sessiz duruşu da bende “yanlızlık” duygusu uyandırıyor. Levent karagöz sessiz biri. Sorulara kısa cevaplar vermeyi, çoğu zaman da konuşmak yerine, gözlüklerinin ardından gülümseyerek izlemeyi tercih ediyor. Bu sessizliği, sadece Serdar Bilgili ile girdiği Beşiktaş muhabbetleri bozuyor. Belli ki sıkı bir Beşiktaş taraftarı, maçları kaçırmıyor, sporcuları ve yönetimi yakından takip ediyor. Oğlu Sercan da babası gibi Beşiktaşlı, ama o lafa karışmak yerine saygılı bir sessizlikle izliyor, iki yetişkinin futbol sohbetlerini. Çocuklarının saygı ve sevgi dolu bakışlarını gördüğümde, Levent Karagöz’ün iyi bir baba olduğunu düşünüyorum. Belli ki ailede mükemmel bir görev dağılımı var. Levent Karagöz’ün babası Denizlili, annesi Trabzonlu. Babasının kaymakamlık görevi yaptığı Rize çayeli’nde 1954 yılında dünyaya gelmiş. Bugün Gazi Üniversitesi olan Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ni bitirmiş. Mastırını da aynı üniversitede yapan Karagöz, okulu bitirdikten sonra Emlak Bankası müfettişlik sınavlarına girip kazanmış. Bir süre müfettiş olarak çalıştıktan sonra, 1981 yılında Ankara’da evlenen Karagöz, sabit göreve geçmiş ve İstanbul’a yerleşip Emlak Bankası Mecidiyeköy Şubesi Müdür Yardımcısı olarak göreve başlamış. 1984 yılında Sercan, 1986 yılında da kızı Gizem dünyaya gelmiş. Sercan İTÜ elektrik mühendisliği, Gizem de Haliç Üniversitesi’nde grafik tasarım eğitimi alıyor. Levent Karagöz’ün engelli olma öyküsü 17 yıl öncesine dayanıyor. Şiddetli bel ağrıları şikayetiyle uzmanlara giden Karagöz için her seferinde farklı teşhisler konmuş. Sonunda bacaklarına felç indiğinde bel fıtığı olduğuna karar verilmiş, hemen ameliyata alınmış. Amaliyatta omurilik iltihabı olduğu belirlenmiş. Ameliyattan çıktığında göğüs altından itibaren felç olan Levent bey, bir süre İstanbul’da ardından da Ankara GATA’da tedavi görmüş. Bu tedaviler sayesinde felç, basen altına kadar indirilebilmiş. Tüm bu tedaviler ve amaliyatlar, işinden uzun süre uzaklaştırmamış Levent Bey’i. Çalışabilir duruma geldiğinde, işinin başına dönmüş, bir süre sonra da Emlak Bankası Ataköy Atrium Şubesi Müdürü olmuş. Levent Beyin çalışmaları ile Atrium Şubesi, o dönem en başarılı şubeler beşinci sırada yer almış. Emlak Bankası ile Ziraat Bankası’nın birleşmesinden sonra Ziraat Bankası Bakırköy Şubesi Müdürlüğü görevini üstlenen Levent Karagöz, halen bu görevde. Levent Bey’le çekim arasında yaptığımız sohbetlerde, engelli olmanın aslında epey masraflı bir durum olduğunu öğreniyoruz. Protezler 5 bin TL den başlıyor. Omurilik felçlilerin ayakta durmasını sağlayan bir aparat 14 bin TL cıvarında. Tuna Kiremitçi
SALT Beyoğlu, istiklalden tünele doğru inerken sağ tarafta bulunan tarihi ve aynı zamanda çok modern mimariye sahip bir yapı. Yapının geçmişi 1850-1860’lı yıllara uzanıyor. İlk olarak giriş bölümü ticarethane olarak kullanılmış. Fakat ilerleyen yıllarda Beyoğlu’nun nüfusu azalınca yapı kullanılmaz hale gelmiş ve bundan sonra siyasi ve sanatsal amaçlı kullanılmaya başlanmış. SALT Beyoğlu 2011 yılında açıldığından beri içerisinde sergiler devam ediyor bunların yanı sıra sosyal alanlar ve üst katında bulunan kocaman bir kütüphanesi ile sizleri mest ediyor. Daha fazla detayına http://tr.wikipedia.org/wiki/SALT adresinden ulaşabilirsiniz. Aynı zamanda Beyoğlunda bulunan şubesi dışında İstanbul içerisinde Galata’da ve Ankara Ulus’da bulunuyor.
Farklı sergilerin yanı sıra konferans alanları, gösterimlerin olduğu açık sinema, söyleşiler, etkinlikler ve performanslarıda içerisinde barındırıyor.
SALT 4 kattan oluşan bir yapı. Giriş katından itibaren ilk 3 katı sergilerden oluşuyor. En üst katında ise Robinson Crusoe 389 Kitabevi ve bahçe bulunuyor. Kitabevinde Türkiye ve yurtdışından güncel ve temel yayınların yanı sıra SALT’ın kitapları, etkinlik ve sergilerde işbirliği yapılan kişilerin çalışmaları ile SALT için özel tasarlanan hediyelik eşyalar satışa sunuluyor
Yine aynı katta Robinson Crusoe 389 Kitabevi ‘nin hemen yanında, mimar/sanatçı Fritz Haeg tarafından düzenlenen ufak ama sevimli bir bahçe bulunuyor. Sebze, meyve ve bitki yetiştiriliyor.
SALT Beyoğlu’na giriş ücretsiz. İçerisinde 2 adet asansörü var. Asansörün yanı sıra da engelliler için merdivenlere cihaz da koymuşlar.
Garanti Bankasının kurucusu olduğu İstiklal caddesi üzerinde bulunan SALT Beyoğlu ev sahipliği yaptığı sergiler ve etkinlikleri bizlere sunması ayrıca engelliler için gösterdikleri özenden dolayı teşekkür ediyorum.
Her gün saat saat etkinlikler gerçekleşiyor. Hepsini kendi sitesindeki takvim bölümünden takip edebilirsiniz.
Perili Köşk sahilde yürürken veya arabanızla gelip geçerken mutlaka gözünüze çarpmıştır. Rumelihisarı’nda tam ikinci köprünün yanında gösterişli mimarisi ile dikkat çeken ve geçmişi 1910 yıllarına uzanan tarihi bir yapı. Açıkcası ben Sergi için gitmeden önce adının Perili Köşk olduğunu bilmiyordum. Bu yapı hakkında tek bildiğim Borusan Holdinge ait olduğu ve iş yeri olarak kullanıldığı idi. Kısaca tarihinden söz edersek. Bu yapı daha öncelere dayanan ismi ile, Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa’nın Başyaveri olarak görev yapan Yusuf Ziya Paşa’ya ait. Köşkü’nün yapımına 1910’lu yıllarında başlanmış. Paşa vefat ettiği tarih 1926 yılına kadar ailesi ile birlikte köşkte yaşamaya devam etmiş. Paşanın ölümünden sonra ise ailesi 1993 yılına kadar köşkte oturmuşlar. Köşk yapım zamanında başlayan Birinci Dünya savaşı ve Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşa katılımı sebebi ile tamamlanamamış. Yarım kalan yapının tamamlanamamasından dolayı iki katı boş kalmış. İsmi ise be sebepten “Perili Köşk” olarak anılmaya başlanmış. Aynı zamanda faaliyetlerini de burada sürdüren Borusan Holding 2007 yılından itibaren köşkü, 2030 yılı sonuna kadar kiralamış. Tam detayını paylaştığım linkten de okuyabilirsiniz. Perili Köşk’ün tarihi Ben haftasonu gitmek için sergi araştırmaları yaparken denk geldim. Perili Köşk ismini anımsamadığım için adresine baktım ve orası olduğunu o zaman anladım. Engelliler icin çok uygun yapılmış. Biz arabamızı ara bir sokakta çekip yürüdük ama engelliler için kapıdaki görevliye sorduğumda yan cafelerin valelerine bırakabilineceğini söyledi. Kendi kapılarında giriş çıkışı engellediği için müsade edilmiyormuş. Köşkte düzenli olarak sergiler oluyor. Normalde giriş ücreti 10 tl. Fakat engellilere ve refakat eden bir kişiye ücret alınmıyor. Benim gittiğim ve hala şuan güncel olan 3 adet farklı sergi var bu köşkte. Aynı zamanda burası bir ofis. Bu sebepten orada aldığım bilgiye göre hafta içi ziyaretçiye kapalı. Sergiler bütün katlarda mevcut. Hem eserleri görürken hem de ofisleri, odaları, çalışma alanlarını da görüp gezebiliyorsunuz. Gezdiğiniz her katın ayrı bir büyüsü var bu köşkte. Bunun en büyük sebebi muhteşem bir manzaraya sahip olması.
İçerisinde çok modern bir asansörü var. Teras katına kadar çıkmıyor. Asansör ile bir alt katta iniyorsunuz. Buraya kadar geldim o manzarayı göremicek miyim diye düşünmeyin. Onuda düşünmüşler ve o son bir kat için merdivene engelli çıkarma mekanizmasını koymuşlar. Böylece buyrun size seyri harika, uçsuz bucaksız bir İstanbul manzarası.
Manzaranın keyfini birde kahve eşliğinde çıkarmak isterseniz. Köşkün içinde bulunan Müze Cafe’yi tavsiye ederim. Yine haftasonları açık olan bu cafede birşeyler atıştırıp, kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Yapmak istediğiniz organizasyonlarınız ve davetleriniz içinde sizlere yardımcı oluyorlar.
Sanatla bütünleştirdikleri bu güzel köşkün kapılarını bizlere açan Borusan Holding’e göstermiş oldukları özen ve hassasiyet hem de sundukları sergiler için kendi adıma teşekkür ediyorum.
Çocukluğum iki senesini geçirdiğim Bartın’a yıllar sonra engelli gözü ile ziyaret ettim. Bütün yerleşim yerlerinde yaşanan sorunların aynen burada da geçerli olduğunu belirtip, Bartın’ın önemli bir tatil merkezlerindeki gözlemlerimize geçelim.
İnkumu
Sahil boyunca yer alan caddede boydan boya tekerlekli sandalye ile rahatça gezebilirsiniz. Sandalye için düzenlemeler yapılmış. Yeme içme yerleri de müsait. Tanıtım sayfalarında engelliye uygun notu bulunmasa da bazı tesisler oldukça müsait. Ben Sunset otelde kaldım. (İki kişi için yaklaşık 200 tl) Fazla bir sorun yaşamadım.Denize girmede zorluklar yaşanır. Zira kumsalı aşıp denize ulaşmada bir önlem göremedim.Karadeniz’de tatil yapmak isteyen engelliler için bir seçenek olarak düşünebilirsiniz.
Amasra
Batı Karadeniz bölgesinin en önemli tatil bölgesi olan Amasra genel olarak tekerlekli sandalyeye uygun sayılabilir. Bu ifade ile tamamıyla uygun manasını çıkarmayın. Biliyorsunuz bizler bu konulara ülkemizde dört dörtlük bir yerleşim yeri bulmamız mümkün değil. Ufak tefek düzenlemeler olması bile bize yeterli gelebiliyor. Amasra’nın içinde sahilde büyük limanda ve küçük limanda gezebilmek ve yeme içme ihtiyaçlarını karşılamak mümkün. Burada da engelliye uygun bir tesis bulamadım. Kaldırımların işgal altında olması (aslında kaldırım yükseklikleri uygun yapılmıştır), parke yollar ve yokuş sokaklar bizlere önemli zorluklar yaşatmıştır. Tarihi çarsının olduğu dar sokakta kalabalıkta güçlük yaşanacağı olasıdır.
Yollarda engelli araç park yerlerinin bulunduğu ve limandaki park yerinde iyi korunan engelli oto park yerinin bulunması bize olumlu bir intiba yaratmıştır
Günübirlik bir gezinti yapma amacıyla buraya gelebilir ve güzel bir gün geçirebilirsiniz.
Safranbolu
İşte tekerlekli sandalye ile gidilmemesi gereken yerlere iyi bir örnek. Gezmeniz mümkün değil. Sadece araba ile bir tur atıp önemli bir yere sahip olan meşhur evleri uzaktan görebilirsiniz. Ne içlerine girebilir nede taşlı yolları nedeniyle çarşısında gezebilirsiniz.
Ancak benim yaptığım gibi bir kahvede oturup ( oda Araçınıza park yeri bulabilirseniz. Zira engelli araç için ayrılmış hiçbir park yeri bulunmamaktadır.)güzel bir Türk kahvesi içebilirsiniz.
Kısaca yolunuzun üstünde ise sadece içinden geçip etrafı izlemekten başka bir şey beklemeyin.
Kastamonu – Ilgaz
Batı Karadeniz’in bu güzel ve şirin ilinde tekerlekli sandalye ile boydan boya şehri gezmeniz mümkün. Bu gezi sırasında şehrin önemli yerlerini görme imkanına sahip oluyorsunuz. Cana yakın ve yardımcı insanları ile Kastamonu da iyi bir intiba edindik. Araç parkı konusunda özel bir yer olmadığından zorluk yaşadık.
Nasrullah cami avlusunda şadırvandan su içen güvercinleri izledik ama cami onarımda olduğundan içine giremedik. Burada bu camide kurtuluş savaşında halkın desteğini sağlamak için burada vaazlar veren Mehmet Akif Ersoy’u minnetle andık.
Nasrullah Camiinin hemen arkasında yöresel eşya ve gıda maddesi alabileceğiniz tezgahlar bulunmaktadır. Rahatça gezilip alış veriş yapılabilir.
Kalesini ancak uzaktan görebilirsiniz içine girmemiz mümkün değil. Atalarımız zamanında bunları yaparken bizleri düşünmemiş !!!!. Ama günümüzde de bizleri düşünmeyen yetkililerimiz yok değil.Şehri yukardan gören saat kulesindeki basamakların yanında bir rampa yapılmaması,gene müzesinin girişine rampa konulmaması gibi.
Müzesinde taş lahitlerin yanında Büyük Önderimizin özel eşyaları da bulunmaktadır. Biliyorsunuz Atamız Kastamonu’ya özel bir önem vermiş ve Şapka devrimini burada yapmıştır. Müzesinde On’a özel bir yer ayrılmış ve hatırası yaşatılmaktadır. Müze hakkında Kastamonu Müzesi linkinden bilgi alabilirsiniz. Ama ne yazık ki bu tanıtımda Atatürk’ten ve içindeki eşyalarından bahsedilmemiş olması beni çok üzdü. Nedir bu davranışın sebebi cidden anlamakta zorlanıyorum. Belirttiğim gibi Tekerlekli sandalye için girişe rampa olmaması önemli bir sorun. Ancak Müdüründen Güvenlik görevlisine kadar güzel insanların candan yardımı ile Müzeye girebildik. Ama üst katına çıkmamız mümkün değildi. Bu olumsuzluğun giderilmesi için Turizm ve Kültür Bakanlığına detaylı bir yazı yazdım. İnşallah yetkililer bizler için kısa zamanda bir düzenleme yaparlar. Ümitli miyim derseniz maalesef hayır.İnşallah yanılırım ama daha önceki girişimlere bakarak umutlu olmam için bir örnek bulunmamaktadır. Zira oradaki görevliler ve engelli kuruluşları da girişimlerde bulunmuşlar ama netice alamamışlardır.
Bu arada oradaki görevlilerden aldığım (görevlilerin benden belirtmemi istedikleri bir bilgi) ve bana da inandırıcı gelen bir bilgiyi sizlerle paylaşmak isterim. Bu Çanakkale savaşında, kurtuluş savaşında Kastamonu’dan askere giden o kutsal insanlar için yapılan ama sonradan başka yöreler mal edilen ve çok bilinen türkülerle ilgili.”Hey onbeşli onbeşli” ve “Çanakkale içinde vurdular beni” türkülerin aslında Kastamonu’dan savaşa gider askerler için yapıldığını ve Kastamonu türküleri olduğunu öğrendim ve bu bilgileri sizlere de iletmek isterim.Kalacak yerleri sınırlı. Tanıtımlarında engelliye uygun yerler görülüyor. Buralarda kalabilir ve bu şirin ve güzel ilimizde birkaç gün kalıp gerek bu ilimizi ve çevresini gezebilirsiniz. Ben Kadıoğlu Konak’ında kaldım. Tam olarak tekerlekli sandalyeye uygun olmasa da gerek sahipleri olan karı kocanın gerekse çalışanların sıcak ve içten davranışları bu eksikliklerini kapatıyor.Dönüş yolunda Ilgaz tabiat parkında bir araç turu yapabilir ve yeşile ve ormana hayran kalabilirsiniz.Kayak tesislerinin de bulunduğu bu merkezin kışın da muhteşem bir manzaraya sahip olduğu kesindir.
Araştırma Görevlisi O.Can Yılmazdoğan (2010) Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Turizm Fakültesinde görev yapmaktadır. 2009 yılında Eskişehir Anadolu üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümününden mezun olmuştur.2013 yılında da ayni üniversitede Yüksek lisans-master eğitimini tamamlamıştır.Halen Turizm İşletmeciliği üzerine doktora çalışmasını sürdürmektedir.
Uluslar arası hakemli Dergilerde makaleleri yayınlanmış, Uluslar arası Bilimsel Toplantılarda bildiriler sunmuş ve bu bildiriler Bildiri kitaplarında basılmıştır. Bunların dışında konu ile ilgili ulusal bazda yayınları ve bildirimleri bulunmaktadır.
Genç yaşta bu başarılı çalışmaları bulunan Yılmazdoğan’ın izni ile Saadet Pınar Temizkan ile birlikte yaptığı OTEL İNTERNET SİTELERİNDE ENGELLİ BİREYLERİN İHTİYAÇLARINA YÖNELİK BİLGİLERİN VARLIĞI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA’SINI sizlerle paylaşmak istemekteyiz. Akademik bazda olan çalışma aşağıdadır. Kendisine bu çalışmasını bizle paylaştığı için teşekkür ediyoruz ve bundan sonraki hayatında başarılarının devamını temenni ediyoruz. Bundan sonrada çalışmalarını paylaşmak dileği ile sevgilerimizi sunuyoruz.
Otel İnternet Sitelerinde Engelli Bireylerin İhtiyaçlarına Yönelik Bilgilerin Varlığı Üzerine Bir Araştırma
Saadet Pınar TEMİZKAN, Orhan Can YILMAZDOĞAN
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Turizm Fakültesi
Engelli bireylerin tüm faaliyetlerden eşit bir şekilde yararlanabilmeleri ve bu faaliyetlere katılabilmeleri çağdaş toplum olabilmenin önemli bir gerekliliğidir. Bu bakımdan turizm faaliyetlerine katılım gereksinimi ve hakkı açısından, engelli bireyler diğer bireylerden farksızdır. Engelli bireylerin eylemlerini sınırlayan kısıtlarının haricinde toplumun organize oluş şeklinden kaynaklanan çeşitli bariyerler de engelli bireylere ilave sorunlar oluşturabilmektedir. Özellikle bilgi arama sürecinin elektronik kaynaklardan yoğun şekilde beslendiği teknoloji devrinde, elektronik kaynaklarda paylaşılan bilgilerin engelli bireylerin ihtiyaçları gözetilerek oluşturulmayışı söz konusu bireyler için elektronik engeller doğurmaktadır. Bu bakımdan çalışmanın amacı; Türkiye’de en çok turist ağırlayan ilk üç il; Antalya, İstanbul ve Muğla’daki 4 ve 5 yıldızlı otellerin resmi internet sitelerinde engelli potansiyel turistlerin ihtiyaçlarına ve beklentilerine yönelik bilgilere ne düzeyde yer verildiğini araştırmaktır. Araştırma sonuçlarında üç ilde de 4 ve 5 yıldızlı otellerin internet sitelerinde engelli bireylerin bilgi edinme ihtiyacına yönelik son derece sınırlı paylaşımın yapıldığı ve yasal bir zorunluluk olarak otellerde engelli odası bulunsa bile bu bilgiye elektronik ortamda yeterli düzeyde yer verilmediği belirlenmiştir.
GİRİŞ
Engelli kavramı birçok karışıklığı beraberinde getiren ve engelin nasıl görüldüğüne dayalı olarak farklı şekilde kullanılan ve yorumlanan bir kavramdır. Tanımlamalar, engelliliği bir çeşit biyolojik bozukluk olarak gören medikal yaklaşımdan; engeli, bireyin kişisel problemi olmaktan öte toplumun organize oluş şeklinden kaynaklandığını vurgulayan sosyal yaklaşıma çeşitlilik göstermektedir (Drews, W., 2008, s. 164). Engelli bireylere olan yaklaşım gün geçtikçe olumluya doğru eğilim gösterse de, engelli bireylerin ihtiyaçları ve beklentilerinin anlaşılması ve karşılanması noktasındaki çabalar yetersiz kalabilmektedir. Özellikle tüm bireylerin haklarının gözetildiği çağdaş toplumun ortaya çıkabilmesinde, engelli bireylerin yaşamın tüm kesimlerine uyumlarının sağlanması çok önemli bir gerekliliktir (Artar ve Karabacakoğlu, 2003).
Engelli bireylerin uyum sıkıntısı yaşayabildiği alanlardan biri de turizmdir. Engelli bireylerin de diğer insanlar gibi gezmeye, tatil yapmaya ve farklı yerler görmeye ihtiyaçları vardır. Ancak engelli bireyler seyahat kararı verirken diğer bireylere göre daha fazla bilgiye ihtiyaç duyabilmektedir. Konaklama tesislerinde, engelli bireylerin özellikle kendi engel türlerine göre düzenlemelerin bulunup bulunmadığı, beklenti ve ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmayacağı bilgisi büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda, turistik faaliyetler ve olanaklar hakkındaki bilginin kısıtlı oluşu veya diğer bir ifadeyle doğru ve güvenilir bilgiye erişememe durumu, seyahat tercihini etkileyebilmekte ya da seyahat yapma isteğini azaltabilmektedir (Darcy, 2003, s. 78). Bu bakımdan engelli bireylere güvenilebilir ve doğru bilginin sağlanması son derece önemlidir.
Günümüzde, internet bilgiye ulaşmak için en önemli araç haline gelmiştir. İnternet kullanıcısı bulunduğu yerden ihtiyaç duyduğu herhangi bir bilgiye kolayca ulaşabilmektedir (Ergün, vd. 2008, s. 288). Ancak elektronik ortamların da fiziksel ortamlar gibi engelli bireyleri gözetilerek düzenlenmeyişi, engelli bireyler için sıkıntılar yaratabilmektedir. Hatta konaklama işletmeleri fiziksel çevre düzenlemelerini engelli bireylere yönelik yapmış olsalar dahi, bunu bilgi edinmede en sık kullanılan elektronik ortamlarda yeterli şekilde duyurmadıklarında, katlanılan çabalar sonuçsuz kalabilmektedir. Bu bakımdan çalışmada, Antalya, İstanbul ve Muğla şehirlerindeki otellerin resmi internet sitelerinde engelli bireylerin faydalanmasına yönelik bilginin yer alıp almadığının tespit edilmesi amaçlanmaktadır.
MEDİKAL VE SOSYAL BOYUT AÇISINDAN ENGELLİLİK KAVRAMI
Engellilik kavramına yönelik birçok farklı tanımlama bulunmakta ve farklı tanımlamalar ile bazı zamanlar birbirinin yerine, bazı zamanlarda ise farklı anlamlarda kullanılan benzer sözcükler, engelliliğe yönelik kesin sınırların çizilmesini ve kapsamın belirlenmesini zorlaştırmaktadır. Bu karışıklıklardan dolayı engellilere yönelik geliştirilecek yasaların ve hizmetlerin kapsamı da belirsizleşmekte uygulamada pek çok sorun ortaya çıkabilmektedir (Arıcı, 2010, s. 13-14).
Kavramlardaki belirsizlikler, bu belirsizliklerin azaltılmasına yönelik çabaları doğurmuştur. Kavramların arasındaki farklılıkları vurgulamak için Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 29. Dünya Sağlık Toplantısı sonrası 1980 yılında bir çalışma yayınlamış ve bu çalışmada engellilikle ilgili temel kavramlar üç başlık altında incelenmiştir (WHO, 1980):
Özürlülük (Impairment): Özürlülük; psikolojik, fizyolojik ya da anatomik yapıdaki ya da fonksiyonlardaki eksiklik ya da anormallik durumunu ifade eder (WHO, 1980, s. 47).
Engellilik (Disability): Engellilik, gerçekleştirilmesi normal sayılan bir faaliyeti uygulayabilmede kısıtlılık ya da eksiklik durumunu ifade eder ve sahip olunan özrün bir sonucu olarak ortaya çıkar. (WHO, 1980, s. 143).
Sakatlık (Handicap): Sakatlık, yetersizliğin ya da özürlülüğün bir sonucu olarak söz konusu bireyin (yaşa, cinsiyete, sosyal ve kültürel faktörlere bağlı olarak) normal kabul edilen bir görevi yerine getirmesini kısıtlayan ya da engelleyen dezavantaj durumudur. (WHO, 1980, s. 183).
Dünya Sağlık Örgütü’nün 1980 yıllarında yapmış olduğu bu sınıflandırma engelliliği medikal model temelinde değerlendiren bir sınıflamadır. Medikal model engelliliğe sosyal yönlerdeki problemleri göz ardı ederek bakar ve daha çok fiziksel sağlık problemleri üzerine odaklanır (Darcy ve Buhalis, 2011, s. 24-25). Dünya Sağlık Örgütü’nün 1980 yılındaki engellilik sınıflandırmaları aslında engellilikle ilgili belirli sınırların çizilmesi ve engelliğin kapsamının belirlenebilmesi için başlangıç noktası olmuştur. Ancak, 1980’de Dünya Sağlık Örgütü’nün yapmış olduğu nitelendirme engelliliği bireysel bir problem olarak ele almakta ve daha çok fiziksel sağlık problemleri üzerine odaklanmaktadır.
Medikal modelde odaklanıldığı üzere sağlıklı olma durumu yalnızca fiziksel sağlığı değil, ayrıca duygusal rahatlığı, sosyal uyuşmayı da içeren çok yönlü bir olgudur (Stokols, 2000, s. 136). Bu açıdan daha çok fiziksel sağlık problemlerine odaklanan medikal modelin aksine sosyal model engelliliği; engelli bireylerin sosyal faaliyetlere katılımını sınırlayan, onları ötekileştiren, bunaltan, sosyal olarak kurgulanmış kısıtlayıcı çevre faktörleri ve bir takım düşmanca davranışların ürünü olarak yorumlar (Darcy ve Buhalis, 2011, s. 27). Sosyal model bireyin özrünü inkâr etmez ancak engelliliğin; başlıca sosyal aktivitelere katılımda bireylerin özründen dolayı ayrım yapılmasına ve bireylerin dışlanmasına sebep olan sosyal olarak kurgulanmış bariyerlerin bir ürünü olduğunu şiddetle vurgular (Darcy, 2002, s. 63). Burada sosyal modelin altını çizdiği nokta; bireyin sahip olduğu herhangi bir özrün, toplumun organize oluş şeklinden dolayı engele dönüştüğüdür (Darcy ve Buhalis, 2011, s. 27).
Sosyal modelin bakış açısı temelinde engellilik tanımları da yeniden şekillenmiştir. Sosyal modelin yapmış olduğu vurgudan hareketle engellilik, kişinin sahip olduğu kısıtlılıktan dolayı, toplumun yapısına uyum sağlayamamasından ortaya çıkan karmaşık sosyal ilişkiler seti olarak da ifade edilebilir (Darcy, 2003 s. 9). Bu açıdan engellilik sadece bir sağlık problemi olmayıp bir bireyin vücut özellikleriyle o bireyin içinde yaşadığı toplumun etkileşiminin yansımasıdır (WHO, 2014). Bu bağlamda engelli bireylerin karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelebilmek ve turizm faaliyetlerine katılımlarını sağlayabilmek için öncelikle çevresel ve sosyal bariyerlerin ortadan kaldırılmasını sağlayacak müdahalelerin gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır (WHO, 2014). Ancak turizm faaliyetlerine katılımın önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik çabalar ile engelsiz turizm kavramı doğabilecek ve engelli bireylerin turizm hareketlerine katılmaları teşvik edilebilecektir.
ENGELSİZ TURİZM KAVRAMI
Engelsiz turizm; hareket, görme, işitme, zihinsel vb. kısıtlılığa sahip bireylerin, evrensel olarak tasarlanmış turizm mallarını, hizmetlerini ve turistik ortamları kullanımları boyunca bağımsız bir şekilde ve eşitlik çerçevesinde hizmet alabilmeleri olarak tanımlanmaktadır (Darcy ve Dickson, 2009, s. 34). Engelsiz turizm kavramı, engelli bireylerin mevcut engellerinin yanı sıra dışsal unsurların da yeni birer engel unsuru olmamasını, aksine teşvik edici olabilmesini, böylece engelli bireylerin kısıtlı yetenekleri ile beklentilerinin arasındaki mesafenin asgariye indirilerek, engelli bireylerin turizme katılımının sağlanabilmesini ifade eder. Bu bakımdan, engelli olsun ya da olmasın, seyahat etme tutkusunun her bireyde var olduğu ve seyahat etme özgürlüğünün her bireyin hakkı olduğu unutulmamalıdır (Yau, vd., 2004, s. 946-947).
Engelli bireylerin de diğer bireyler gibi seyahat edebilmeleri ve turizm faaliyetlerine katılabilmeleri en doğal hakları olmasına karşın, engelli bireylerin turizm faaliyetlerine katılımının oldukça sınırlı olduğu bilinmektedir. Engelli bireylerin turizm faaliyetlerine katılımını sınırlayan faktörler Tablo 1’de özetlendiği gibi içsel ve dışsal faktörler olarak ele alınabilir. Bunlardan içsel faktörler, bireyin turizm faaliyetlerinde etkin olabilmesi için üstesinden gelmesi gereken ilk engellerdir; bilgi eksikliği, sağlığa bağlı durumlar, sosyalleşme isteksizliği/problemi, ekonomik durum gibi (McKercher, vd., 2003, s. 467). Engelli bireyler, turizm faaliyetlerine katılımı zorlaştıran içsel faktörlerin üstesinden gelseler de, seyahati kısıtlayan, seçenekleri sınırlayan ve memnuniyeti azaltan dışsal bir takım engellerle karşılaşmak durumunda kalabilirler. Bu engellere; ulaştırmada yaşanan zorluklar, iletişim sıkıntıları, turizm işletmelerinin fiziksel çevre koşullarının çoğunlukla engellileri gözeterek düzenlenmemiş oluşu, turizm işletmelerinde engelli bireylerle iletişim kurma ve onların özel ihtiyaçlarına yanıt verebilecek kalifiye eleman eksikliği örnek verilebilir (McKercher, vd., 2003, s. 467-468).
Engelli bireylerin karşılaştıkları engellerin azaltılmasına yönelik uygulamalar ve yasal düzenlemeler, çoğunlukla ihmal edilmiş olsa da, özellikle gelişmiş ülkeler başta olmak üzere birçok ülkede giderek artan önem ve ilgi kazanmaktadır. Türkiye’de de 6 Temmuz 2000 tarihinde yürürlüğe giren 24101 sayılı Turizm Tesisleri Yönetmeliği’nin 18. maddesinde “Toplam kapasitesi 80 oda ve üzerinde olan konaklama tesisleri ile eğlence merkezleri, günübirlik tesisler ve temalı parklarda, müşteriler tarafından kullanılan tüm genel mahaller ile açık alanların bedensel engelli müşteriler tarafından da kullanılabilmesini sağlayıcı fiziki düzenlemeler yapılır. Bu düzenlemeler, özel işaretlerle belirtilir.” ifadesi bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, “Tesis başına en az bir oda olmak üzere, oda sayısının %1‘i oranındaki yatak odası ve banyosu, bedensel engellilerin kullanımına uygun olarak inşa ve tefriş edilir.” ifadesi de aynı maddenin devamında yer almaktadır (Resmi Gazete, 2005). Ancak odak noktası belirtilen maddedeki gibi sadece bedensel engelliler olmamalı, yapılan düzenlemeler tüm engel gruplarındaki bireyleri kapsamalıdır (Berthold, 2005).
Engellerin ortadan kaldırılmasına yönelik çabalar giderek artsa da bu çabaların yeterliliği ve kapsamı tartışılabilmektedir. Konaklama işletmeleri de engelli bireylerin turizm faaliyetlerine katılımını arttırmaya yönelik çabalar içine girmiştir. Ancak yapılan düzenlemeler yetersiz kalabilmekte, sürdürülebilirlikten uzak olabilmekte ve zorunluluktan dolayı gerçekleştirilebilmektedir. Yapılan düzenlemeler yeterli olsa dahi bu düzenlemelerle ilgili bilgilerin ulaşılabilirliği eksik olduğunda gerçekleştirilen faaliyetler amaçtan uzak kalabilmektedir. Hatta içsel ve dışsal faktörlerdeki diğer noktaların üstesinden gelinse bile özellikle dışsal kaynaklı sorunların ortadan kaldırılmasıyla ya da azaltılmasıyla ilgili bilginin engelli potansiyel turistlere ulaştırılabilmesi sağlanmalıdır. Bu bakımdan günümüzde en sık kullanılan bilgi kaynaklarından olan internetin etkili ve doğru kullanılması, zaten bir takım fiziksel kısıtlıklara sahip olan bireylerin önüne yeni engellerin çıkarılmaması açısından önemlidir.
BİLGİ KISITI
Engelli bireylerin turizm faaliyetlerine katılımının temelinde, fiziksel çevre düzenlemeleri ve tutumlar kadar, bilgiye erişebilmek ve bilgiyi kullanabilmek de yer almaktadır (Eichhorn vd., 2008, s. 190). Seyahat planlamasına edinilen bilgiler yön vermektedir. Bu bağlamda, turistik faaliyetler ve olanaklar hakkındaki bilginin kısıtlı oluşu veya diğer bir ifadeyle doğru ve güvenilir bilgiye erişememe durumu, seyahat tercihini etkileyebilmekte ya da seyahat yapma isteğini azaltabilmektedir (Darcy, 2003, s. 78). Bu bakımdan engelli bireylere güvenilebilir ve doğru bilginin sağlanması son derece önemlidir. Engelli bireyler seyahat öncesi planlarını, seyahat süresince ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılanıp karşılanmayacağına göre çok dikkatli bir şekilde yapmalıdırlar. Bu bakımdan, gidilecek yere ulaşma, gidilecek bölgeyi gezme ve ikamet edilen bölgeye dönme sürecinde detaylı bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. Turizmle ilgili mal ve hizmetlerin planlaması ve pazarlaması yalnızca destinasyonla sınırlı olmadığından, seyahat süreciyle ilgili detaylı bilginin tüm potansiyel misafirlerle doğru ve tatmin edici şekilde paylaşılması pazarlama faaliyetlerinin başarısı için de gereklidir (Eichhorn ve Buhalis, 2011, s. 56). Çünkü engelli bireylere yönelik gerekli fiziksel çevre düzenlemeleri yapılsa ve çalışanlara bu konuda eğitimler verilmiş olsa bile, bu faaliyetlerle ilgili bilginin gerekli kişilere ulaştırılamaması yapılan yatırımları anlamsızlaştırmaktadır.
Bilgi edinmede elektronik kaynakların önemi giderek artmaktadır. Bu bakımdan engelli bireylere yönelik düzenlemelerin yapılması ve bunların elektronik ortamlarda doğru şekilde duyurulması, engelli bireylerin seyahat kararlarını, seyahat planlamalarını ve rezervasyon süreçlerini etkileyebilmektedir. Bu açıdan özellikle elektronik kaynaklarda yer alan bilgilerin eksiksiz bir şekilde verilmesi gerekmektedir. Darcy (1998), çalışmasında bilginin kısıtlanmasını etkileyebilecek faktörleri şu başlıklar altında sıralamıştır: Bilginin uygunluğu, bilginin doğruluğu, detaylı bilginin sunulması ve bilginin sunulma şekli. Bu faktörlerin engelli bireylerin turizm faaliyetlerine katılımını ve dolayısıyla alınan hizmetten memnuniyetini olumlu etkileyecek yönde uyarlanması gerekmektedir.
Engelli bireylerin seyahat planlamalarını yaparken yararlanabilecekleri önemli kaynakların başında seyahat acenteleri ve internetin geldiği söylenebilir. Ancak engellilerin seyahat acenteleri ile ilişkilerini inceleyen araştırmalar, engelli bireylerin seyahat acentelerinden yeterince yararlanamadıklarını ve turizm faaliyetlerine katılabilmek için engelli bireylerce ihtiyaç duyulan bilginin çoğunlukla tutarsız ya da eksik sunulduğunu göstermektedir (Capella ve Greco, 1987; Burnett, 1996; Darcy, 2003). Oysa turizm faaliyetlerine katılmak isteyen engellilerin ihtiyaçlarının karşılanmasında doğru ve güvenilir bilgi, engelli bireylerin doğru kararlar verebilmesi için gereklidir. Bununla birlikte internet ise, çok yönlü ve güncel bilgi sunması açısından önemli bir fırsattır ancak çoğunlukla, internet sitelerinin engel gruplarındaki bireylerin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak tasarlanmayışı ya da engellilere yönelik sunulan olanaklara bu alanlarda yeterince yer verilmeyişi dijital olanaklardan yararlanabilmenin önüne geçebilmektedir.
Engelli bireylerin seyahatlerini planlarken yararlandıkları bilgi kaynakları pek çok araştırmaya konu olmuştur. Bu araştırmalardan birinde Capello ve Greco (1987), engelli bireyler için en önemli bilgi kaynaklarının aile, arkadaşlar ve ağızdan ağza iletişim olduğunu, seyahat acentelerinin ise o derece önemli görülmediğini vurgulamıştır. Bir diğer çalışmada Williams ve diğerleri (2007); Avustralya, İngiltere ve Amerika’daki otellerin internet sitelerinin engelli bireylerin ihtiyaçları ve beklentilerine yönelik tasarlanıp tasarlanmadığını araştırmış ve sonuçları hayal kırıcı bulduklarını vurgulamışlardır. Buna göre söz konusu ülkelerdeki otel internet sitelerinin Avustralya’da %8’i, İngiltere’de %20’si ve Amerika’da %6’sı engelli bireylerin asgari bilgi gereksinimini karşılamaktadır. Bir diğer çalışmada Lee ve diğerleri (2012) engelli bireylerin seyahat kararıyla ilgili bilgiyi edinmede en çok aile/arkadaşlar/akrabalara, diğer engelli insanlara ve sonrasında ise internete yöneldiklerini belirtmiştir. Bu araştırma sonuçlarında dijital alanlarda gerekli düzenlemelerin yapılmayışının ve dijital anlamda engelli bireylerin ihtiyaç duyabilecekleri bilgilere yer verilmeyişinin etkili olduğu söylenebilir.
YÖNTEM
Araştırma’da Antalya, İstanbul ve Muğla illerinde bulunan, 4 ve 5 yıldızlı otellerin internet sitelerinin içerik analizi yoluyla, engellilerin ihtiyaçlarına yönelik bilgiye yer verme durumları incelenmiş ve belirlenen değerlendirme ölçütleriyle yeterlilik düzeylerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Antalya, İstanbul ve Muğla illerinin seçilmesinin sebebi söz konusu illerin en çok turist ağırlayan iller sırasında ilk üç sırada yer almasıdır (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2013). Turist sayısının fazlalığına paralel olarak bu illerde bulunan otellerin daha çok engelli turisti misafir edebilmek adına elektronik ortamları etkin bir şekilde kullanabilecekleri varsayımıdır. Konaklama işletmesi türü olarak 4 ve 5 yıldızlı otellerin ve tatil köylerinin seçilmesinin nedeni ise, zorlu rekabet şartlarına uyum sağlama noktasında bu işletmelerin diğer kategorilerdeki işletmelere kıyasla bilgi iletişim teknolojilerinden daha yoğun yararlandığının düşünülmesidir. Bu bakımdan araştırmanın zaman ve yer kavramları belirlenmiş olan kuramsal nüfusunu (Erdoğan, 2003, s. 167), 2014 yılının Şubat ve Mayıs aylarında Antalya ilinde faaliyet gösteren toplam 459 adet, İstanbul ilinde faaliyet gösteren 269 adet ve Muğla ilinde faaliyet gösteren 135 adet 4 ve 5 yıldızlı otel oluşturmaktadır. Bu kapsamda erişilebilir araştırma nüfusu ise, Antalya, İstanbul ve Muğla’daki İl Kültür ve Turizm Müdürlüklerinden elde edilen turizm işletme belgeli konaklama tesisleri 2014 yılı listesine göre, her 4 ve 5 yıldızlı otelin seçilmesiyle oluşan toplam 863 otel internet sitesidir.
Veri toplama aşamasında söz konusu otellerin tamamının resmi internet sitesine ulaşılmaya çalışılmış ancak bazı otellerin resmi internet sitesinin olmayışından, bazı otellerin internet sitelerinin ise yapım aşamasında olduğundan söz konusu sitelere ulaşılamamıştır. Bu bakımdan, resmi internet sitesine ulaşılabilen otel sayısı Antalya için 419, İstanbul için 247 ve Muğla için 118 olmak üzere toplamda 784 oteldir. Araştırmanın amacına uygun olan içerik analizinin sistematik bir şekilde yapılabilmesi için otellerin internet sayfalarında aranacak kriterleri gösteren bir değerlendirme formu hazırlanmış, formun hazırlanmasında Williams ve diğerlerinin (2007) oluşturduğu değerlendirme formu alınarak araştırmanın konusuna uyarlanmıştır. Uygun olduğu düşünülen ifadeler aracılığıyla söz konusu illerdeki otellerin internet siteleri tek tek incelenerek içerik analizi gerçekleştirilmiştir. Değerlendirmede her otel için ayrı bir form kullanılmış ve formda yer alan ölçütler “var” ya da “yok” olarak işaretlenmiştir. Araştırmada elde edilen verilerin analizi SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 17.0.1 programı aracılığıyla yapılmıştır.
BULGULAR
Araştırmada tüm engel gruplarına ve farklı engel gruplarına yönelik internet sitesinde yer verilen bilgiler ayrı ayrı incelenmiştir. Araştırmada ilk olarak otellerin resmi sitelerinde tüm engelli potansiyel turistlere yönelik sunulan genel bilgiler incelenmiştir. Bu incelemeye yönelik sonuçlara Tablo 2’de yer verilmiştir.
Tablo 2’de görüldüğü üzere Antalya, İstanbul ve Muğla’daki 4 ve 5 yıldızlı otellerin ortalama %38’i internet sitesinde engelli odası bulunduğu bilgisine yer vermiştir. 24101 sayılı Turizm Tesisleri Yönetmeliği’nin 18. maddesinde “Tesis başına en az bir oda olmak üzere, oda sayısının %1‘i oranındaki yatak odası ve banyosu, bedensel engellilerin kullanımına uygun olarak inşa ve tefriş edilir” ifadesi gereği engelli odası bulundurma yasal bir zorunluluk haline gelmiştir. Ancak söz konusu otellerde engelli odası bulunsa bile bu bilgiye elektronik ortamda çoğunlukla (%62) yer vermedikleri görülmektedir. Engelli bireyler söz konusu yasadan haberdar olmayabilir ve otellerin internet sitesinden bilgi almak istediklerinde hayal kırıklığıyla karşılaşabilir ve tatil kararını değiştirebilir ya da tatil kararından vazgeçebilirler. Bunun haricindeki maddelerde de engelli bireylerin ihtiyacı olan bilgiye, söz konusu faaliyetler gerçekleştirilse bile, internet sitesinde nadiren yer verildiği görülmektedir.
Engelli bireyler farklı engel gruplarında yer alabilir. Bu bakımdan her engel grubu gözetilerek bilgilendirmelere yer verilmesi önem taşımaktadır. Analiz sonucunda özellikle görme engelli bireyler için ihtiyaç duyulan bilgilere oldukça sınırlı yer verildiği görülmektedir. Görme engelli bireyin internet ortamında bilgi aramasının zorluğu söz konusu olabilir ancak görme engelinin her zaman tüm görüş kabiliyetinin yitirilmesi anlamına gelmediği, teknolojik gelişmeler ile bu zorlukların aşılabildiği, ya da görme engelli bireyin refakatçisinin bu sitelerde bilgi arayabileceği unutulmamalıdır.
Tablo 4’te, otellerin internet sitelerinde hareket kısıtlılığı bulunan turistler için gerekli olan bilgiye, diğer engel gruplarına kıyasla daha çok yer verdiği görülmektedir. Bu da “engelli” denildiğinde akla bedensel engelin geldiğini ya da bedensel engelin diğer engel gruplarına kıyasla öncelikli görüldüğünü akla getirebilmektedir. Ancak bu durumda bile internet sitelerinde yer verilen bilginin, hareket kısıtlılığı bulunan bireyin ihtiyaçlarını karşılayabileceğini söylemek güçtür.
Tablo 5’te yer alan sonuçlarda ise, işitme engeli bulunan bireylerin ihtiyaçlarının elektronik ortamlarda neredeyse görmezden gelindiği ve işitme zorluğu çeken bir turistin ihtiyaç duyabileceği bilgilerin son derece sınırlı olduğu söylenebilir.
SONUÇ VE TARTIŞMA
Engelli bireylerin tüm faaliyetlerden eşit bir şekilde yararlanabilmeleri ve bu faaliyetlere katılabilmeleri çağdaş toplum olabilmenin önemli bir göstergesidir. Bu bakımdan turizm faaliyetlerine katılım gereksinimi ve hakkı açısından, engelli bireyler diğer bireylerden farksızdır. Engelli bireylerin eylemlerini sınırlayan kısıtlarının haricinde toplumun organize oluş şeklinden kaynaklanan sosyal bariyerler de engelli bireylere ilave sorunlar oluşturabilmektedir (Mihaela, vd., 2011, s. 202-203). Bu engeller çeşitlilik göstermekle birlikte bilgiye erişebilme hakkı bunlardan yalnızca biridir. Ancak seyahat kararı vermede bilginin rolü düşünüldüğünde, yapılan düzenlemelerin duyurulamaması söz konusu düzenlemelerin sonuçsuz kalmasına sebep olabilmektedir.
Teknolojik gelişmelerin ve elektronik olanakların giderek arttığı düşünüldüğünde, bu gelişmelerin etkisiyle bilgi edinme seçeneklerinin gitgide elektronikleştiği söylenebilir. Bu bakımdan söz konusu ortamlarda engelli bireylere yönelik düzenlemelerin yapılması ve engelli bireyler için yapılan fiziksel çevre düzenlemeleri veya benzeri düzenlemelerin elektronik ortamlarda doğru şekilde duyurulması, engelli bireylerin seyahat kararlarını, seyahat planlamalarını ve rezervasyon süreçlerini etkilemektedir. Bu açıdan, özellikle elektronik kaynaklarda bilgi eksikliğine neden olabilecek noktaların doğru değerlendirilmesi ve bu noktalarda düzenlemelere gidilmesi önemlidir. Seyahat planlamasında bilginin rolünün kritik olduğu ve engelli bireylerin detaylı bilgiye ihtiyaç duyabileceği göz önünde bulundurulmalıdır (Darcy, 2003, s. 78-79).
Engelli bireylerin turizm faaliyetlerine katılımı gelişmiş ülkelerin birçoğunda teşvik edilmekte ve engelli bireylerin toplumun bir parçası olduklarını unutmamaları sağlanmaya çalışılmaktadır. Ülkemizde ise engelli bireylerin turizme faaliyetlerine katılımlarına yönelik bazı düzenlemeler
yapılmakla birlikte hala pek çok eksik göze çarpmaktadır (Zengin ve Eryılmaz, 2013, s.68). Konaklama işletmeleri de benzer şekilde belirli düzenlemeler gerçekleştirseler de bu düzenlemelerin yetersizliği yapılan çalışmalarda vurgulanmaktadır (Darcy, 2007; Christofle ve Massiera, 2009; Bisschoff ve Breedt, 2012). Özellikle yapılan düzenlemelere yönelik bilgi paylaşımının yapılabileceği alanların başında gelen elektronik kaynakların etkili kullanılmayışı ve engelli bireylerin ihtiyaçlarının göz ardı edilmesi katlanılan çabaları etkisizleştirmektedir. Bu çalışmanın sonuçlarına göre Antalya, İstanbul ve Muğla’da faaliyet gösteren 4 ve 5 yıldızlı otellerin internet sitelerinde tüm engelli turistler için sunulan genel bilginin son derece yetersiz olduğu görülmektedir. “Tüm Engelliler İçin Genel Bilgi” başlığında, engelli odasının varlığıyla ilgili bilgi (İstanbul (%38,1), Antalya (%38), (Muğla (%37,3)) ve engelli park alanı durumuyla ilgili bilgi (Antalya (%13,6), Muğla (%7,6), İstanbul (%6,1)) ifadelerinde engelli bireylere yönelik en yoğun bilginin sunulduğu görülmektedir. Ancak bu ifadelerde bile söz konusu otellerin internet sitelerinin oldukça sınırlı bilgi sundukları anlaşılmaktadır. Otelden bağlantı noktalarına transferle; tren istasyonu, havaalanı, otogar vb.de karşılamayla; turistik alanlara ve turistik alanlardan otele transferle; ulaşılabilir eğlence faaliyetleriyle; normal koşullarda veya acil durumlarda engellilere yardımcı olacak uzman personelin varlığıyla ve engelliler için antrenman olanaklarıyla ilgili bilgilere son derece sınırlı yer verilmiştir. Oysa bu ve benzeri bilgiler normal kabul edilen turistler için sunulabilmektedir. Engelli bireyler ve onların özel ihtiyaçları ise arka planda kalmaktadır.
Araştırma sonuçlarında ulaşılan bir diğer önemli nokta farklı engel gruplarının varlığının gözetilmediği ve farklı engel gruplarındaki bireylerin farklı ihtiyaçları olabileceğinin düşünülmediğidir. Buna göre hareket kısıtlılığı bulunan bireylerin ihtiyaçlarına yönelik bilgiye nispeten daha fazla yer verilirken, görme veya işitme engeli bulunan turistlerin ihtiyaçlarına yönelik bilgilere çok daha az yer verildiği görülmektedir. Özellikle görme engelli bireylerin internet sitelerini kullanabileceği pek düşünülmese de gerek teknolojik gelişmeler aracılığıyla gerekse söz konusu kişilerin yakınları vasıtasıyla görme engelli bireyler otellerin internet sitelerinden yararlanmak isteyebilir. Bu bakımdan teknolojik gelişmelerin takip edilmesi, buna göre internet sitelerinde düzenlemeler gerçekleştirilmesi önemlidir. Bunun yanı sıra oteller internet sitelerinde paylaşılan içeriği engellilerin kendileri yanı sıra, engelli bireylerin çevresini hedef alarak yapmalıdır. Bununla birlikte Antalya, İstanbul ve Muğla illerindeki otellerin resmi internet sitelerinde sundukları bilgilerin oranları genel çerçevede benzerlik gösterse de, bazı noktalarda değişimler gözlemlenebilmektedir. Ancak değişmeyen durum engelli bireylerin ihtiyaçlarına yönelik internet sitelerinde yer verilen bilginin son derece sınırlı oluşudur.
Engelli bireylerin önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik çabalar eksik kaldıkça, engelli bireylerin turizm hareketlerine katılmalarının tam olarak sağlanması mümkün olmayacaktır (Zengin ve Eryılmaz, 2013, s. 68). Turizm sektöründe potansiyel bir pazar olan engelli bireylerin, ihtiyaç ve beklentilerinin anlaşılması, bu ihtiyaç ve beklentilere uygun ulaşım, tesis ve hizmet sunumu olanaklarının oluşturulması ve duyurulması, engellilerin turizm faaliyetlerine katılımlarını artırabilir. Ulaşılabilir turizmdeki pazar payı ülkelerin göz ardı edemeyeceği kadar büyüktür ve ancak bu noktalardaki çabalar sonucunda bu pazarda önemli bir başarı elde edilmesi söz konusu olabilir (Tütüncü ve Aydın, 2013, s. 261). Bunların da ötesinde engelli bireylere yönelik geliştirilecek her faaliyet bir insanlık gereğidir ve engel sahibi olmadığı varsayılan bireylerin de potansiyel engelli konumunda olduğu unutulmamalıdır.
KAYNAKÇA
Arıcı, S. (2010). Bedensel engellilerin turizm sektöründen beklentilerinin tespitine yönelik bir araştırma (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi), Gazi Üniversitesi, Ankara.
Artar, Y. ve Karabacakoğlu, Ç. (2003). Türkiye’de özürlüler turizminin geliştirilmesine yönelik olarak konaklama tesislerindeki altyapı olanaklarının araştırılması – özürlülerin toplumsal gelişimine yönelik proje. Dünya Engelliler Vakfı. Ankara: Milli Prodüktivite Merkezi.
Berthold, V. (2005). Barrier-free tourism for all:the need for know-how. In Olga Strietska-Ilina ve Manfred Tessaring (Ed.), Trends and skill needs in tourism. Luxembourg: Office for Official Publications of the European Communities.
Bisschoff, C. A. ve Breedt, T. F. (2012). The need for disabled friendly accommodation in South Africa. African Journal of Business Management, 6(41), 10534-10541.
Burnett, J. J. (1996). What services marketers need to know about the mobility- disabled consumer. The Journal of Services Marketing, 10(3), 3-20.
Capella, L. M. ve Greco, A. J. (1987). Information sources of elderly for vacation decisions. Annals of Christofle, S. ve Massiera, B. (2009). Tourist facilities for disabled people on the French Riviera: A strategic model of the controversial plans to develop the seafront areas. Journal of Coastal
Darcy, S. (1998). Anxiety to access: Tourism patterns and experiences of New South Wales people with a physical disability. Sydney: Tourism New South Wales.
Darcy, S. (2002). Marginalised participation: Physical disability, high support needs and tourism. Journal of Hospitality and Tourism Management, 9(1), 61–72.
Darcy, S. (2003). The social relations of tourism for people with impairments in Australia – An analysis of government tourism authorities and accommodation sector practice and discourses (Unpublished doctoral dissertation ), University of Technology, Sidney, Australia.
Darcy, S. (2007). A methodology for testing accessible accommodation information provision formats. Tourism – Past Achievements, Future Challenges CAUTHE 2007 Conference, Sidney, Australia,
Darcy, S. ve Buhalis, D. (2011). Conceptualising disability. In Simon Darcy ve Dimitrios Buhalis (Ed.), Accessible tourism – Concepts and issues. ABD: Channel View Publishing.
Darcy, S. ve Dickson, T. (2009). A whole-of-life approach to tourism: The case for accessible tourism experiences. Journal of Hospitality and Tourism Management, 16(1), 32-44.
Drews, W. (2008). A Web 2.0 Tourism Information System for Accessible Tourism.. Proceedings of the International Conference in Innsbruck, Austria, 164-174.
Eichhorn, V.; Miller, G.; Michopoulou, E. ve Buhalis, D. (2008). Enabling access to tourism through information schemes?. Annals of Tourism Research, 35(1), 189-210.
Eichhorn, V. ve Buhalis, D. (2011). Accessibility: A key object for the tourism industry. In Simon Darcy ve Dimitrios Buhalis (Ed.), Accessible tourism – Concepts and issues. ABD: Channel View Publishing.
Erdoğan, İ. (2003). Pozitivist metodoloji – Bilimsel araştırma tasarımı, istatistiksel yöntemler, analiz ve yorum. Ankara: Erk Yayınları.
Ergün, K., Topal, B. ve Çağıl, G. (2008). Arama Motorlarının Kullanımına Yönelik Bir Anket Çalışması. 1. Mühendislik ve Teknoloji Sempozyumu, Çankaya Üniversitesi, Ankara, 288- 299.
Kültür ve Turizm Bakanlığı. (2013). Sınır giriş-çıkış istatistikleri. [URL: http://www.ktbyatirimisletmeler.gov.tr/TR,9854/sinir-giris-cikisistatistikleri.html] (Erişim 05 Mart 2013).
Lee, B. K.; Agarwal, S. ve Kim, H. J. (2012). Influences of travel constraints on the people with disabilities’ intention to travel: An application of Seligman’s helplessness theory. Tourism Management, 33(3), 569-579.
McKercher, B., Packer, T., Yau, M. K. ve Lam, P. (2003). Travel agents as facilitators or inhibitors of travel: Perceptions of people with disabilities. Tourism Management, 24(4), 465-474.
Mihaela, B. C., Andrea, N. ve Viorel, F. A. (2011). The tourism barriers of the disabled in Romania. The Annals of the University of Oradea, 20, 201-206.
Resmi Gazete (2005). Turizm Tesisleri Yönetmeliği, Sayı 24101. [URL: http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2000/07/20000706.htm#4] (Erişim 7 Şubat 2014)
Stokols, D. (2000). Creating health-promotive environments – Implications for theory and research. In Margaret Schneider Jamner ve Daniel Stokols (Ed.), Promoting human wellness: New frontiers for research, practice, and policy. England, London: University of California Press.
Tütüncü, Ö. ve Aydın, İ (2013). Ulaşılabilir turizm. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 24(2), 261- 263.
WHO (1980). International classification of impairments, disabilities, and handicaps. [URL: http://whqlibdoc.who.int/publications/1980/9241541261_eng.pdf] (Erişim 4 Mart 2014).
WHO (2014). Health topics – Disabilities. [URL: http://www.who.int/topics/disabilities/en/] (Erişim 10 Mart 2014).
Williams, R., Rattray, R. ve Grimes, A. (2007). Online accessibility and information needs of disabled tourists: A three country hotel sector analysis. Journal of Electronic Commerce Research, 8(2), 157-171.
Yau, M. K., McKercher, B. ve Packer, T. L. (2004). Traveling with a disability: More than an access issue. Annals of Tourism Research, 31(4), 946-960.
Zengin, B. ve Eryılmaz, B. (2013). Bodrum destinasyonunda engelli turizm pazarının değerlendirilmesi. International Journal of Economic and Administrative Studies, 6(11), 51-73.
Bu yazıyı Gazi Üniversitesi Turizm Fakültesi Dergisinde bulabilirsiniz.
Son yorumlar