Category

Kısa Kısa İstanbul

Engelliler için İstanbul Arkeoloji Müzesi

By Kısa Kısa İstanbul

Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi olmak üzere üç ana bölümden oluşan kompleks. İnsanı çağlar öncesine yolculuğa çıkartan bu müze bir milyonu aşan eserle dünyanın en büyük müzeleri içinde yer almaktadır. 1891 de İmparatorluk Müzesi olarak açılan müzede Osmanlı toprakları içerisinde bulunan Kuzey Afrika, Balkanlar, Mezopotamya, Anadolu ve Arap Yarım Adasından eserler sergilenmekte. İskender Lahti ve MÖ 13.yy’da yapılan dünyanın bilinen ilk uluslar arası yazılı anlaşması Kadeş’i de burada sergileniyor.

Buraya aracınızla gelmek sorun olabilir. Her ne kadar bize yardımcı olan görevliler denk geldiyse de her zaman bu olmayabilir. Zira yakınlarında park yeri olmadığından ve önünden geçen yol araçlara kapalı tramvay yolu olduğundan Müzeye ulaşmak epey zor olmaktadır. Müzenin önünden geçen ve normalde araç sokulmayan yol,  çok dar olduğundan içeri alınsanız bile park etmek için 3-4 araçlık yer bulunmaktadır. Bu nedenle buraya toplu taşım araçları ile gelmek daha iyi bir yol olacaktır.

Gerek hafta arası olması ve belirttiğim üzere anlayışlı görevliler sayesinde Müzenin önüne kadar gelebildik. Giriş genelde olduğu gibi engelli ve yanındaki yardımcısına ücretsiz. Müzeye hafif rampa ve parke taşlı yani nispeten zor bir yoldan ulaşılıyor. Bir gün böyle bir yerde sandalye arızası yaşayacağım ama (Allah korusun)  bilmem nerede olacak. Zira bu taşlı ve parkeli yollar tekerlekli sandalye düşmanı.

Bir alanın etrafında yer alan ve yukarıda belirtilen müzelerin yer aldığı bölgedeki müzelerden ulaşılabilen tek müze Arkeoloji Müzesi. Diğer Müzelere ulaşmak mümkün değil. Şansımızdan da müze tadilatta olduğundan girebildiğimiz tek müzenin de belli bir bölümünü gezemedik. Böylece en önemli parçalar olan İskender Lahti’ni  ve Kadeş’i de görme imkanımız olmadı. Zaten genelde İstanbul müzelerinde hep bu şansızlığı yaşadık. Sürekli bir tadilat var müzelerde. Yada bize denk geliyor.

İskender lahtini göremesekte gene onun kadar muhteşem bir eser olan Sidamara Lahtini görme şansımız oldu. Sizin için sonradan edindiğim bilgileri paylaşmak isterim. Ben bu bilgilerle gitmediğimden bazı bölümleri göremedim.Giriş katının  (benim girdiğim)  sağ tarafında arkaik dönemden Roma dönemi antikçağ heykelleri bulunmakta. Sol tarafında ise (tadilat nedeniyle giremediğim) İskender lahti, Ağlayan Kadınlar Lahti, Tabnit Lahti gibi dünyanın eşsiz eserleri bulunmaktadır. İki katlı binanın üst katında ise hazine bölümü, İslam öncesi ve İslami sikke kabinleri ve kütüphane yer almaktadır. Bu kata çıkma imkanı var mı bilemiyorum. Zira üst kata çıkan olmadığından, bu konuda girişimim olmadı. Siz giderseniz araştırın.Arka tarafta ise ek bina olduğunu da sonradan öğrendim. Bu nedenle erişebilirliği konusunda bilgim olamadı. Ama 6 katlı olan bu bina 1968 yılında inşa edilmiş,  her katında ayrı ayrı bölümler bulunmakta. Göremediğim için burası hakkında da bilgi veremiyorum. Ama siz mutlaka araştırın ve bu bölümleri de ziyaret edin. Zira ilginç bölümler burada yer almaktadır. İstanbul Çevre Kültürleri, Çağlar boyu İstanbul, Çağlar boyu Anadolu ve Troia gibi bölümler bulunmakta.

Müze düz bir mekanda olduğundan rahatça gezilebiliniyor. Üst katıda var ama sanırım orası gezilen bir yer değil. Zira oralara çıkıp inen insanlar görmedim.Arkeoloji ve tarih meraklıları için önemli bir eserlere sahip olan Müzenin dışındaki meydanda  engellilere uygun tuvalet bulunmakta. İçerisine girmesem de kapıdaki işareti gördüm.Görülmesi ve gezilmesi gereken bu müzeye tercihen hafta arasında gelin ve toplu taşımı (tabi binebilirseniz) tercih edin.

Engelliler için Beşiktaş Müzesi

By Kısa Kısa İstanbul

Bu günkü gezimiz Beşiktaş Müzesi. Ancak buraya kadar gelmişken Beşiktaş Çarşı’ya uğramadan edemedik. Her yeri siyah beyaz bayraklarla süslenmiş her daim canlı bir mekan. Beşiktaş taraftarlarının maç günü toplandıkları yer.

Parke taşlı yollarda biraz zorlansak ta genel olarak düz bir çarşı. Bol bol yemek mekanları var. Sadece araba ile gelinirse park yeri bulmak sorun. Biz oldukça uzak bir otoparkta yer bulduk. Dar kaldırımlarda gitmekte zaman zaman zorlandık. Ama kaldırımlara gerekli meyiller yapıldığından çarşıya ulaşabildik. Meşhur kartal heykelinin yanında fotoğraf çekip tekrar aracımıza yöneldik.

Bundan sonraki hedefimiz Vodafon Arena. Aracımızı stadın karşısında bulunan otopark edip müzenin bulunduğu stada doğru yol alıyoruz. Biraz meyil ve bol trafik içinden stada ulaşıyoruz. Stat ile ilgili yazımızda stat ile ilgili bilgileri vermiştik. Son düzenlemelerle engellilere tamolarak uygun bir yapı.(Bknz: http://engelsizseyyah.com/2016/08/engelliler-icin-besiktas-arena-vodafone-stadi/ )Stadın deniz tarafında bulunan tarihi kapısından müzeye giriliyor. Buradaki yüksekli farkını aşmamıza görevliler yardımcı oluyor. Ancak burası için rampa sipariş edildiğini, kısa sürede buraya konulacağını yetkililer bize söylüyor. Stattaki engelli türbinlerini kısa sürede arzumuz dahilinde düzenleten yönetimiz kısa sürede bunu yapacağına hiçbir şüphemiz yok. Zaten tanıtımında müzenin her yönü ile engelliye uygun olduğu söyleniyor ve bir fiil gözlemlerimizle bu söylemin gerçeği yansıttığını görebiliyoruz. Ayrıca daha müze açılalı bir ay bile olmadı. Bazı eksikliklerin zamanla giderilmesi normaldir. Bir defa daha teşekkürler hizmeti geçen her düzeyde yetkiliye.

Müze her yönü ile  tüm engelli gruplarına uygun. En ufak bir sorun yaşamadık. İki katlı olan müzede katlar arasında asansör bulunmaktadır.

Müze 1650 m2 ile Türkiye’nin en büyük kulüp müzesi. Darısı diğer kulüplerimizin başına.

Müzede Beşiktaş ile ilgili tüm bilgi ve belgeler bulunmakta. Tüm taraftarlara tavsiye ederim. Giriş engelli ve refakatçisine bedelsiz. 

(En büyük Beşiktaşlı Mustafa Kemal Atatürk imzalı izin yazısı)
Büyük başkanımız Süleyman Seba’nın odası birebir konumlandırılmış. Güzel bir vefa örneği.

Engelliler için Süleymaniye Camii

By Kısa Kısa İstanbul

İstanbul gezimizdeki şimdiki durağımız Süleymaniye camii. Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan bu yapı 1550 -1557 yılları arasında inşa edilmiştir. Klasik Osmanlı Mimarisi tarzında yapılan eserin çevresinde, medrese (okul), hastane, hamam, kütüphane, aşevi gibi birçok yapı bulunuyor. Süleymaniye Camii’nin 4 minaresi bulunuyor. Bunun nedeni Kanuni Sultan Süleyman’ın, İstanbul’un fethinden sonraki 4. Osmanlı Padişahı olması.
Camiye yakın olan iki minarede üçer, uzak olan ikisinde ise ikişer şerefe yapılmış. Minarelerde bulunan toplam 10 şerefe, Kanuni Sultan Süleyman’ın, Osmanlı İmparatorluğu’nun 10. Padişahı olmasını temsil ediyor.

Cami hakkında yazılacak çok şey var ama bunları bulup okumayı size bırakıp bir engelli gözü ile gezmeye başlayalım. Arabanızla gelecekseniz cami etrafında park edebilirsiniz. Biz orada görevli polise durumumuzu anlattık. O da bize uygun bir yer gösterdi. Fazla kalabalık olduğunda yakınlarda bulunan ispark’a aracınızı park edebilirsiniz.

Yapılan rampa ile rahatça cami bahçesine girilebiliniyor. Avluya girişinde bulunan eşikleri atlamak için biraz yardım gerekiyor. Avlu düz ve sandalye için uygun.  Cami çevresi de uygun. Ancak camiye girişte sorun var. Buraya rampa yapılması gerekiyor. Cami görevlilerinin yardımı ile ancak girebildik. Selimiye camiinde de bu sorun vardı ama yaptığımız girişimlerle buraya rampa yaptırmıştık. Burası içinde girişim yaptık. İnşallah bir sonuç alırız. Seyyar bir rampa yapılabilir.

Cami içindeki görevlilerinde yardımı ile hem camiyi gezdik hem de ilginç bilgiler aldık. Mesela Kanuni Sultan Süleyman’ın forsunun cami içinde bulunduğunu ve geçirdiği yangın sonunda bozulan tavan işlemelerinin sonradan dışardan getirilen ustalara yaptırıldığını öğrendik. Keşke yerli bir ustaya yaptırılsaydı diyelim ve bu konuyu geçelim.

                                       (Kanuni Sultan Süleyman’ın forsu)

Cami içindeki gezimizden sonra caminin çevresini gezdik. Kanuni’nin ve sevgili eşi Hürrem  Sultanın türbeleri burada bulunuyor. İçine giremedik dışardan görebildik. Zira kapıları kapalıydı ve zaten tekerlekli sandalye için uygun değillerdi. Mimar Sinan’ın türbesi de cami yakınındaydı ama oraya gidemedik.

                         (Sağda Kanuni’nin karşıda ise Hürrem Sultan’ın türbeleri)

Cami bahçesinden Pera’yı, Galata Kulesini ve doyumsuz manzarayı seyrettik. Bol bol fotoğraf çektik. Cami yakınlarında bulunan ve hepsi Erzincanlı olan kuru fasulye lokantalarının arasında bulunan Kütüphanesine kadar gittik ancak tadilat nedeniyle kapalıydı. Zaten burasıda tekerlekli sandalye için uygun değil. Bizde gelmişken kuru fasulye yemekle yetindik.

Her yönü ile (cami girişi hariç) uygun olan bu muhteşem yapıyı gezmenizi tavsiye ederim.

Engelliler için Beşiktaş Vodafone Arena Stadı

By Kısa Kısa İstanbul

Dünyanın en güzel yerinde yer alan stat son teknoloji ile donatılmış harika bir mimari ile inşa edilmiş. Bunu sporumuza katan her kademede çalışanlara teşekkür edilmesi, gayretleri nedeniyle kutlanması gerekir. Biz de yazımıza bunları ifade ederek başlamak istiyoruz.

image1
image2

Stada nispeten kalabalık olmayan bir maç ortamına gittik. Aslında daha önce stada gidip bu yazıyı hazırlamak isterdik ama maalesef kulüp bu konuda yaptığımız girişimlerimize karşın bize bu imkanı tanımamıştır. Halbuki tekerlekli sandalyede yaşayan bir insan olarak engelli gözü ile görerek izlenimlerimizi ve taleplerimizi paylaşarak bu konuda yardımcı olmayı istedik.

image3

Stada girme konusunda yaşadığımız olumsuzlukları sona bırakarak stat ile ilgili izlenimlerimiz paylaşalım.

Öncelikle kulübün sitesinden http://www.bjk.com.tr/tr/  VODAFONE ARENA yazan bölümü tıklıyoruz. Buradan açılan seçeneklerden  “Engelli tribünü bilet talep formu” nu seçip ilgili kısımları dolduruyorsunuz. Refakatçi ile gelecekseniz bunu işaretleyip bilgilerini girmelisiniz. Telefon ile bilgi alırken refakatçi için Passolig kartı gerekmediği söylendi. Gönder kısmına tıklatıp formu gönderiyorsunuz. Burada sorun yanıtını hemen alamıyorsunuz. Halbuki normal bir insan hemen neticesini alabiliyor. Bende bir yanıt gelir diye bekledim ama böyle bir yanıt gelmedi. Bir gün kala acaba sitede mi ilan ediliyor diye araştırmaya başladım. Sonra biraz uğraştıktan sonra Passoligin web sayfasından sonucu öğrenebildik. Tabi öncelikle Passolig kartınızın olması ve ilgili sayfadan buraya üye olmanız gerekir. Buradan yerimizin ayrıldığını öğrendik. Ayrıca maç günü sabahı passolig sitesinden mesaj da geldi. Bu sürecin mutlaka halledilmesi gerekir. Bilhassa diğer şehirlerden gelecek engelli insanlar için bunun kısa sürede açıklanması gereklidir.

image4

Engelli tribünü kuzey kale arkasında yer almaktadır. Zemin altında yer alan bu tribününe ulaşmak için yapılan asansör ile otopark katından tribüne rahatça ulaşılabiliyor. Ancak bu asansörü de epey aradık. Zira görevlilerden bunu yerini bilene rastlamadık. Bilet gişelerine sorarak öğrenebildik. Bu konuda görevlilerin eğitilmesi ve belli yerlere yönlendirici levhalar konulması gereklidir.

Girişe Passolig kartınızı cihaza okutarak tribüne ulaşıyorsunuz. Refakatçimden Passolig kartı sorulduysa da (Passolig kartı yoktu) içeri girmesinde sorun yaratmadılar. Tribün gayet ferah ve yeterli. Konumu da oldukça iyi . Yalnız tribünde bol miktarda engelsiz insanın bulunması dikkatimizi çekti. Sanırım zamanla daha titiz kontroller yapılır. Zaten öndeki tribünle geçiş serbest olduğundan orada bulunan kişilerin buraya gelmesi mümkün. Bunun bir şekilde önlenmesi gerekir.

image5

Sonuç olarak güzel bir stat da,  maç izlemeye uygun rahat bir ortamda bir maç izledik. Tabi lig maçlarında ve bilhassa derbi maçlarda yani stadın tam dolması durumunda öneki seyircilerin ayağa kalkması durumunda tekerlekli sandalye oturanların maçı izlemesi olanaksız hale gelir. Zira bizde insanlar nedense oturarak maç seyretmezler. Bu nedenle tekerlekli sandalye yerlerinin altına mutlaka ve kesinlikle 40 cm yüksekliğinde platform yapılması gereklidir. Aslında bu denli modern bir stat yapılırken buna niye dikkat edilmez anlamıyorum. Bu nedenle projeyi yapan Mimar’ın kulaklarını çınlatmak istiyorum. Bu arada bol miktarda engelli tuvaleti bulunmaktadır. Ancak kullandığım tuvaletin na-tamam olduğunu gördüm. Stat açılalı 5 ay olduğu halde bunun tamamlanmamış olmasına üzüldüm. Zira diğer tuvaletlerde böyle bir eksiklik olmadığını öğrendim.

image6
image7

Şimdi yukarıda belirttiğimiz maça girerken yaşadığımız böyle bir stada yakışmayan durumdan kısaca bahsetmek istiyorum. Aslında ülkemizde sürekli yaşadığımız cinsten bir olay. Gene ayırımcı gene üzücü bir uygulama.

Maça engelli plakalı araçımızla gittik. Önceden bize otoparkta engelli park yerlerinin olduğu belirtilmişti. Zaten yasal bir zorunluluk olan bu durumun aksini düşünemezdik. Neyse Araççımızla otoparkın giriş kısmına geldik. Görevliye durumumuzu anlattık. Ancak görevli bize “engelli araçların alınmaması yönünde emir aldıklarını, bu yüzden araçımızı içeri alamayacaklarını” söyledi. Sebebini sorduğumuzda bu sefer “otoparka bu gün hiçbir aracı almadıklarını” söyledi. Hayretler içinde kaldıysak ta genel bir uygulamadır diye fazla itiraz etmedik.

image8

Neyse eşim (neyse ehliyeti vardı) beni orada indirerek araç için park yeri aramaya gitti. Güneşin altında yarım saat beklemek zorunda kaldım. Ancak bu arada baktım garaja araç alıyorlardı. Hemen itiraz ettim. Niye yalan söylediklerini sordum. Ama tatmin edici yanıt alamadım.  Engelli bir insana eziyet eden bu uygulamayı içime sindiremedim. Bu arada 5-6 araç daha garaja alındı.

image10
image9

Başta Başkan olmak üzere ilgili Yönetim Kurulu üyesine ve bu işlere bakan kulüp yetkilisine durumu anlatan bir mail çektim. Sonucunu bekliyorum. Gelirse sizlerle paylaşacağım. Tatmin edici bir açıklama alamasam, yaşanan olayı tüm ilgili makamlara ileteceğim.

Bunu tüm kulüp yöneticilerine mal etmek haksızlık olur. Ama engelliye saygısız bir stat müdürünün bu yakışıksız uygulamasına tepki göstermelerini ve bir daha böyle bir olay yaşamak istemediğimizi altını çizerek belirtmek isteriz.

Son olarak engelli bir insanlar olarak stattan beklentilerimizi kısa maddeler halinde tekrar yazmak istiyorum.

1. Bilet okeylerinin en kısa sürede verilmesi,

2.Engelli ve refakatçilerin dışında tribüne normal insanların girişinin engellenmesi,

3.Loca yanındaki yerlerden maç izlemek camdaki yansıma nedeniyle maç izlenememektedir. Bu     

   camların yansıma yapmayan camlarla değiştirilmesi,

4.Tekerlekli sandalyelerin bulunduğu yere en az 40 cm. yükseklikte platform yapılması,

5.Stat çevresine engellilerin girişlerini gösteren levhalar konulması,

6.Stat otoparkına engelli araçların (engelli plakalı araçlar) girmesinin engellenmemesi, otopark sayısal açıdan  yetersizse bilet tahsis  anında araç içinde tahsis yapılması, yani bilet alımı sırasında araç sorgulaması yapılıp,uygun olup olmadığının bildirilmesi, engelli taraftarın buna göre gelişini (araçlı-araçsız) planlaması.

http://www.vodafonearena.com.tr/

Engelliler için Sultanahmet Camii

By Kısa Kısa İstanbul

Tarihi yarımadadaki gezimizin şimdiki durağı Sultanahmet Camii.Sultanahmet Camii Mavi Cami olarakta bilinir. İstanbul’da bugünkü Sultanahmet semtinde Sultan Birinci Ahmet tarafından yaptırılan cami; medrese, darülkurra, sübyan mektebi, türbe, arasta, dükkânlar, hamam, darüşşifa, imaret ve üç sebilden oluşmaktadır. 1609-1620 yılları arasında (Mimar Sinan’ın eseri olarak genelde bilinenin aksine ) Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa tarafından yapılmıştır.

 Binanın dış girişinde bulunan rampa yardımı ile camii avlusuna ulaşmak mümkün. Düz olan avludan Cami’ye kolayca ulaşabiliyor.

Cami girişinde camiye ait tekerlekli sandalyeye transfer yapılıyor. Kullanışlı, yeni, bakımlı (Selimiye camiinin aksine)  ve refakatçinin kullandığı bu sandalye ile caminin içine giriyorsunuz.

Muhteşem bir yapı olan camiyi hayranlıkla izleyebilirsiniz. Mutlaka görülmesi gereken bir yapı. Sultanahmet gezinizde (Topkapı Sarayı, Ayasofya, Yerebatan Sarnıcı ve çevredeki müzeleri) burayı da ziyaret ediniz.

Engelliler için Yerebatan Sarnıcı

By Kısa Kısa İstanbul

Tekerlekli sandalye ile yaptığımız İstanbul gezilerinin bu günkü durağı Yerebatan Sarnıcı.(Bazilika Sarnıcı) Eskiden konumunu bildiğimden yer altındaki bu mekana tekerlekli sandalye ile gidebileceğimi hiç düşünmemiştim. Ancak İBB.nin broşürlerinden buranın tekerlekli sandalye ye uygun hale geldiğini görünce hemen gezi planına dahil ettim.(Siz gene de kötü bir sürprizle karşılaşmamak için,gitmeden önce asansörün çalıştığını teyit ettirin.)
Sultanahmet meydanına çok yakın olan mekanın giriş kapısındaki görevliler bize daha aşağı kısımda yer alan çıkış kapısına yönlendirdiler. Benden ve eşimden (refakatçi olarak) ücret alınmadı. Çıkış kapısındaki uzun merdivenlere yapılan merdiven asansöründen aşağıdaki sarnıca ulaştım.

Bizans imparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan bu büyük yeraltı sarnıcı, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında “Yerebatan Sarayı” olarak isimlendirilmiştir. Sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir Bazilika bulunduğundan, Bazilika Sarnıcı olarak da anılır. Sarnıç, uzunluğu 140 metre, genişliği 70 metre olan dikdörtgen biçiminde bir alanı kaplayan, dev bir yapıdır. 52 basamaklı taş bir merdivenle inilen bu sarnıcın içerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunmaktadır. Toplam 9.800 m2 alanı kaplayan bu sarnıç, yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir.

Mekan geniş gezinti yolları ile tekerlekli sandalyeye uygun olup rahatça gezilebilmektedir.

Ancak maalesef Mekanda tek ulaşılamayan yer Yerebatan sarnıcının beklide en ilgi çeken bölümü olan Meduza heykellerinin bulunduğu bölüm. Merdiven ile inilen bu bölüme ulaşmamız mümkün değil. Heykellerin yönü itibariyle uzaktan da olsa bunları görmeniz mümkün değil.

  Ancak eşimin çektiği fotoğraflarla   göremediğimiz bu önemli sütün başlarını sizlerle paylaşmak istedim.

Gezintimiz sonunda gene ayni merdiven asansörü ile çıkıp mekandaki gezimizi sonlandırdık.

İstanbul’un önemli eserlerinin bulunduğu Sultanahmet geziniz dahilinde gene ayni bölgede bulunan Yerebatan sarnıcını mutlaka görmenizi öneririm.

Engelliler için Kariye Kilisesi / Müzesi

By Kısa Kısa İstanbul

Sitemizin takipçileri buraya yaptığımız 2016 yılında ilk gezi notlarımızı bileceklerdir. O Tarihte tadilatta olan ana mekanı görememiştik.Bu yıl  (2019) ikinci defa yaptığımız gezide ise ana mekan tadilatı bitirilmiş ve halka açılmış,bu defa da daha önce gezdiğimiz mekanlar tadilata alınmıştı.

Bu nedenle gezi notları  iki gezi birleştirilerek tekrar düzenlenerek sizlere sunulmaktadır. Bizans dini resim sanatında mozaik ve fresko süsleme teknikleri oldukça yaygın olarak kullanılmıştır. Kariye’de de her iki süsleme tekniğini bir arada görebilmekteyiz. Dış narteks esas olarak İsa’nın yaşamını, mucizelerini, iç narteks ise Meryem’in yaşamını anlatan, mozaik sanatının şaheserlerinden sayılabilecek, birbirlerini takip eden muhteşem sahnelerle bezenmiştir.  Parekklesion bölümünde ise, eski Ahit’ten alınmış dini hikayeler ile mahşer günü, diriliş, son yargı gibi sahneler, fresko olarak işlenmiştir.

Kilisenin camiye dönüştürülmesinden sonra, bütün yazılar, Hıristiyanlık sembolleri, bütün freskolar, mozaik süslemeler, ince bir boya ve kireç badanası yapılarak tahrip edilmeden örtülmüş, bu sayede hasar görmeden günümüze kadar ulaşabilmiştir.

Ayasofya’dan sonra İstanbul’da bulunan en önemli kilisesi olan eser duvarlarında bulunan eserler nedeniyle önem arz etmektedir.

Kariye eski Yunanca kent dışı (kırsal alan) anlamındaki Khora sözcüğünün Türkçeleşmesidir.

Kariye’deki mozaik ve freskler Bizans resim sanatının son dönemine (XIV. y.y.) ait en güzel örneklerdir. Bu mozaik ve fresklerdeki derinlik figürlerin hareket ve plastik değerlerinin verilişi, figürlerdeki uzamalar bu dönemin üslubudur.

Kariye, 1453 yılında İstanbul’un fethinden sonra Kilise olarak kullanılmış, 1511 Vezir Hadım Ali Paşa tarafından camiye çevrilmiştir.1945 yılında müzeye dönüştürülmüş, 1948–1958 yıllarında Amerikan Bizans Enstitüsü’nün yaptığı mozaik ve freskoların üzeri açılarak ortaya çıkarılmıştır.

Bu kısa tarihçenin ardından gezi notlarımıza bakalım. Kilisenin bulunduğu yere aracınızla giderseniz en uygun park yeri Kariye otelinin bulunduğu sokaktır. Diğer girişilerdeki yokuşlar bizleri yorabilir. Kiliseyi ararken doğal olarak resmini gördüğümüz binayı ararsanız bulmanız güçleşir. Zira tadilat nedenliyle üstü tamamen kapatılan binayı tüm heybetiyle görmeniz şu an için (4-5 yıl daha) mümkün değil.

Aracınızdan inip düz bir yolla rahatça kiliseye ulaşabilirsiniz . Giriş siz ve refakatçiniz için ücretsiz. 

Tadilat kısım kısım yapıldığından gittiğiniz zaman her tarafını görme şansınız olmayabilir.Yukarıda da belirttiğim gibi ben üç yıl ara ile gittiğimden ben her tarafını görme şansına sahip oldum.Sanırım birkaç yıl içinde tüm tadilat bitmiş olur. Ama her hali ile görülmesi gereken bir yapı.

.

Binanın içini gezmekte rahat. Her alan düz. Tekerlekli Sandalye ile rahatça gezilebilir.Yukarıda bahsedilen mozaik, mermer ve fresko eserleri hayranlıkla görebilirsiniz.

Kariye müzesinde yer alan eşsiz freskolardan; apiste görülen ve çok az hasarla günümüze ulaşan  Diriliş (Anastasis) sahnesi görülmeye değer.

Etrafta tuvalet göremedim. Ayrıca binanın önünde bulunan kafe ve alış veriş yerlerine ulaşmak için birkaç basamağı göze almalısınız. Nedense buralara meyil yapmak kıllara gelmemiş.

Bu tarihi eseri görmenizi öneririm.

Engelliler için Dolmabahçe Sarayı

By Kısa Kısa İstanbul

İstanbul’un en önemli sarayı olan Dolmabahçe Sarayına gitmeden önce buranın erişilebilirliğini araştırmak için İstanbul Belediyesinin “Erişilebilir Turizm Engelsiz İstanbul” broşürünü inceledim. Milli Saraylar bölümünde Dolmabahçe Sarayının erişilebilir olduğunu öğrenerek gönül rahatlığı ile yola çıktık.

Karaköy yönünden Saraya gelmeden hemen önce sarayın yanında bulunan Otoparka aracımızı park ettik.(Aracımız için otopark ücreti almadılar). Düz bir girişle sorun yaşamadan, sarayın kapısına ulaştık. Girişte benden ve refakatçimden ücret almadılar.

Sarayın kapısına geldik bizi hiçte şaşırtmayan ama bayağı sinirlendiren bir sürprizle karşılaştık. Saraya giriş için yapılan lift asansöre bindik ama çalışmadı. Yukarıdan bir yetkili biz asansör bozuk dedi. O kadar. Biz sinirle asansörden indik. Söylenirken bir başka yetkili bizi gördü ve 4 kişinin ellerinde sarayın merdivenlerini çıktık. Bunu anlatmamın sebebi, gitmeden önce mutlaka telefon açın “asansörler çalışıyor mu?” diye mutlaka sorun.

Saraya insanları gruplar halinde ve bir rehber refakatinde içeri alıyorlar. Bu belli periyotlara oluyor. Yabancılar için İngilizce, bizler için Türkçe rehberlik hizmeti veriliyor. Neyse içeri girdik ve bir iki salonu gezdik ve önümüze muhteşem bir merdiven çıktı. Rehber merdivenleri çıktı. Arkasından “ ben ne olacağım” diye umutsuzca bir soru sordum. Rehber hanım siz bekleyin bir görevli gelecek” dedi. Bende herhalde bu görevli beni asansöre götürecek diyerek huzur içinde beklemeye başladım. Eh nasıl olsa erişilebilir denen bir saray. Ama hayallerim görevlinin gelmesi ile sona erdi. Yukarı çıkmamım mümkün olmadığı gerçeği ile yüzleştim. Beni aldı ve turun bittiği “muayide salonuna götürdü. Burada bekle grup buraya gelecek dedi.Yaklaşık yarım saat tek başıma bu muhteşem salonda bekledim. Bu salonda yaşanan olayları hayal ettim. Resimler çektim. Bu arada bu salonda Atatürk’ün kalafatının konulduğunu, İstanbulluların ona bu salonda veda ettiğini hatırladım. Sonradan öğrendim ki Atamızın cenaze namazı bu salonda kılınmış.

Yarım saat sonra bizim grup üst kattaki gezintisini bitirip turu son durağı olan bu salona ulaştı. Herkes bu salondan dışarı çıkış yaparken ben gezi rehberimle beraber giriş kapısına yöneldim. Sebebi çıkışta bulunan asansörün de arızalı olmasıydı. Rehber bunu söyleyince bende ona “merak etme öndeki asansörde arızalı” dedim. Hayret etti. Gene 3-4 yetkili eşliğinde merdivenlerden aşağıya indik.Bundan sora Atatürk’ün vefatının yaşandığı bölüme doğru hareket ettik. Bu bölümün kapısına geldiğimizde, oraya da çıkmamım imkansız olduğunu önümüze çıkan merdiveni görünce anladık. Bu müzenin  görmeyi en çok arzu ettiğim yerine de ulaşılamıyordu. Ben bu üzüntüyü yaşarken elimdeki broşürde bu müze ve saray için engelliye uygun yazısına gözüm takıldı. Bence buraya “kısmen engelliye uygun” ifadesinin konulması daha doğru olurdu. Hiç olmasa bu hayal kırıklıklarını yaşamamış olurduk.

Sarayın etrafını gezerken tanıtıcı levhada engelliye uygun olarak gösterilen kafenin yakınındaki tuvaletlerin engelliye uygun olmadığını gördük. Ama girişteki tuvalet engelliye uygun ve temizdi.  Gene saray etrafındaki turumuzda asansörlerin başında tamirat işlerinin başladığını gördük. 

Söylenmelerimiz sonuç vermiş ve bakım ekipleri çağırılmıştı. Keşke bu bakım arıza olduğu zaman yapılsaydı diye düşünmeden edemedik. Sarayın etrafı düz olduğundan rahatça gezilebilir. Ancak toprak ve çakıllı yüzey tekerlekli sandalyeyi biraz zorlayabiliyor.

Engelliler için Patikhane ve Piyer loti

By Kısa Kısa İstanbul

Fener Rum Patrikhanesi: Üyesi olduğum TOFD ile iyi düzeyde ilişkileri olan ve her yıl dernek üyelerine iftar yemeği veren Patrikhaneye yabancı bir misafirimizin isteği üzerine ziyarete gittik. Engellilere verdiği önemi bildiğimden bir engelli olarak herhangi bir engel ile karşılaşmayacağımı düşündüğümden önceden bilgi almadan patrikhanenin bulunduğu Eyüp’e geldik. Patrikhanenin önündeki merdivenleri görünce oradaki görevliden yardım istedim. Ama görevlinin “bu konuda yardımcı olamayacağını” söylemesi ile doğal olarak bir düş kırıklığı yaşadım.

Ümidimi kesmek üzere iken sanırım kameradan bizleri gören bir başka görevli yanımıza geldi. Beni başka bir kapıya yönlendirdi. Orada yukarıya çıkan bir lift asansör bulunmaktaydı. Oradaki görevlinin yardımı ile yukarıya çıktım.

Bu nedenle oraya yolunuz düşerse görevliye kendinizi asansöre yönlendirmesini söyleyiniz. Bence kapıdaki görevlinin bunu bilmesi gerekirdi. Ayrıca bir işaret levhası konulması yerinde olacaktır. Üst tarafa çıktıktan sonra rahatça kiliseye girmek ve ziyaret etmek mümkündür.

Piyer Loti Teleferiği: Genellikle araç vasıtasıyla çıktığım bu güzel mekâna bu defa yapılan teleferikle çıkmaya karar verdik. Hafta içi olmasına karşın uzun bir kuyruk vardı. Herhalde öncelik tanırlar düşüncesi ile eşimle birlikte içeri girdik. Yollarda gerekli rampalar yapılmış olduğundan bir zorluk yaşamadık. Eşim ilgiliye durumu açıklayınca ilgili hemen bizi başka girişten içeri alarak teleferiğe ulaşmamızı sağladı. Benden ücret alınmadı. Hizmet ve ilgi gereken düzeydeydi. Rahatça teleferiğe binip yukarı çıktık. Fazla vaktimiz olmadığından hemen geri döndük. Burada gördüğümüz ilgi ve hizmet için Belediye yetkililerine şifahi ve e-mail ile teşekkür ederek oradan ayrıldık. Tekerlekli sandalyeli bir engelli rahatça buraya gidebilir.